“ Şimdi nefret zevklerin en büyüğüdür.
Severken aceleci davranan insan, sakinleyince nefret eder. "
Arthur Schopenhauer
Arthur amcaaa...
Lütfen yapmaaa. :)
Arthur Schopenhauer gibi düşünen var mı?
Onunla hemfikir olanların var olduğunu düşünerek sözlerime şu şekilde devam etmek istiyorum. İnsan aynı zamanda hem kadın düşmanı, hemde aşk uzmanı olabilir mi?
– Arthur amca seni okumak istiyorum...
Schopenhauer'ın yazılarından okuduğumuz ve anladığımız kadarıyla kadınlara karşı tavrını, aşka karşı uzmanlığını da görürüz.
Arthur Schopenhauer yoksa kadınları sadece cinsel obje olarak mı görüyor ki, yazılarının geneli itibariyle sık sık cinselliği de değinir?!
Tecrübelere bakarak aşkın aceleye gelmediği anlaşılır. Aşkta etkiyle başlayan, itkinin kıvılcımıyla yanmakta aşikârdır.
Aşk insanı adeta küllerinden yeniden doğurur. Aşkın ateşi sardığı vakit, acının hükmü kalmaz. Izdırap içinde yanıp kavrulan bir kalpte nefret duygusu yoksa işte o aşkın ta kendisidir.
Senai Demirci. “ Hatalı, eksik kusurlu birini sevebilmek gerçek aşkın varlığını gösterir. " der!
Ayrıca aşk insanı muhasebesi altına yalnız ve sakinken alır. İnsan hayatını kendisini duygularını, hayallerini yalnız ve sakinleyince kontrol altında tutar.