Evet… İnceleme yazmaktan kaçınıp ama kendimi yazmaktan alıkoyamayan ben. Kitabın isminden de anlaşılacağı gibi insanın tereddütlerinden kararsızlıklarından çokça bahsediyor. İlk sayfalarda sürekli hastalıktan bahsetmesi beni sıktı. Nasıl ki insan hastaneye gitmeyi sevmez, sürekli hastalıklı bir insanın hallerini okumak da bana sıkıntı verdi. Ve sürekli bilmediğim eski kelimeler yüzünden anlamlarına bakarak cümleleri tekrar tekrar okumak zorunda kaldım bu okumamı biraz yavaşlattı ve okurken çok zevk almadım. Yalnızlık, hastalık, uyku hali, nöbetler, titremeler, tereddütler, gece hayatı , içki, vs… kitapta bunlardan bahsediyor…
Alıntıya yazmayıp buraya eklemek istediğim hoşuma giden bir bölüm:
“Eğer cinnet, şuurumuzun murakabesinden kurtulan ilcalarımızın taşkınlığı demekse, uyku hali buna pek müsaittir. Rüyalarımız, bir delinin uyanık şuurundaki abuk sabuk hayallerin tecellisinden başka nedir?
Hepimiz günün bir kısmında , yani uyurken deliriyoruz ve belki de aklın çemberinden , sıkıntısından kurtulan ruhumuz böylelikle dinleniyor.
“Biz rüyalarımızda çıldırıyoruz, deliler uyanıkken rüya görüyorlar.”
“Entrero in un cuore.” Bir hançere en yakışan iddia.
“Bir kalbe gireceğim!”
Peyami Safa okunmaya değer bir yazar en nihayetinde…
Herkese iyi okumalar dilerim…