Bak bu hançerin üstüne.
Baktım üstünde İtalyanca bir cümle hâkkedilmişti:Entrero in un cuore!
- Mânâsı nedir biliyor musun? “Bir kalbe gireceğim!” demek.
- Ah, bir hançere en yakışan iddia.
- Ve bu, senin kalbin.
Entrero in un cuore ! Bir kalbe gireceğim.
Ah bir hançere en yakışan iddia
- Ve bu senin kalbin
- Daha güzel. Bu hançeri sapına kadar kalbimin içinde hissetmek isterdi..
Baktım üstünde İtalyanca bir cümle hakkedilmişti: Entrero in un cuore!
Yüksek sesle bunu okudum ve beceremediğim için Vildan, İtalyan şivesiyle cümleyi tekrar etti.
—Evet? dedim.
—Manası nedir biliyor musun? "Bir kalbe gireceğim!" demek.
—Ah, bir hançere en yakışan iddia.
Peyami Safa okumayı çok seviyorum. Düşüncelerini ifade ediş şekli ve kurduğu cümleler hayran olunası. Özellikle kitabın sonlarına doğru her satırın altını çizmek istedim. Dili biraz ağır gelse de severek okuduğum bir kitap oldu.
Hançeri elinde evirip çeviriyordu. Birkaç kere: "Bir kalbe gireceğim!", "Bir kalbe gireceğim!" diye tekrarladı. Sonra derin bir kederi cebrî bir istihza içinde eritmeye çalışarak:
-Zavallı hançer, dedi, sen de, ben de bir kalbe giremedik.
Acı ile, tatlı ile,
Beyhude uğraş ile,
Biteviye olsa bile,
Bilmem ki bu âlemin neresindeyim.
Dert ile, derman ile,
Hercai bir şekva ile,
Hayat her daim çile,
Bilmem ki bu ömrün neresindeyim.
Kanıksadığım bir dem ile,
Alışamadığım bir gam ile,
Bir varlık bir yokluk ile,
Bilmem ki bu zamanın neresindeyim.
Doğduğum diyar ile,
Gireceğim mezar ile,
Sonumu bile bile,
Bilmem ki bu mekânın neresindeyim.
Söz ile, sükût ile,
Manidar bir bakış ile,
Akıldan kalbe, kalpten dile,
Bilmem ki bu beyanın neresindeyim.