Bir gün okyanusta yol alan bir gemi kaza geçirerek battı. Gemiden tek bir kişi sağ kurtuldu. Dalgalar adamı küçük, ıssız bir adaya kadar sürükledi. Adam ilk günler kendisini kurtarması için Allah'a yakardı ve yardım bulurum umuduyla ufka baktı. Ama ne gelen oldu, ne giden... Daha sonra rüzgardan, yağmurdan ve zararlı hayvanlardan korunmak için ağaç dallarından ve yapraklarından bir kulübe yaptı. Sahilde bulduğu, gemiden arta kalan konserve, pusula gibi eşyaları bu kulübeye koydu. Günler hep aynı şekilde geçiyordu. Balık avlıyor, pişirip yiyor ve ufku gözlüyot, kendisini kurtarması için Allah'a dua ediyordu. Bir gün tatlı su getirmek için yürüyüşe çıkmıştı. Geri döndüğünde kulübenin alevler içinde yandığını gördü. Duman dans ede ede göğe yükseliyordu. Başına gelebilecek en kötü şeydi bu. Keder ve öfke içinde donakaldı. Şimdi bu ıssız adada başını sokabileceği bir kulübesi kalmamıştı. "Allah'ım, bunu bana nasıl yapabildin?" diye feryat etti. O kadar dua ettiği halde, başına bu olaylar geldiği için sitemler etti. Ertesi sabah erken saatlerde, adaya yaklaşmakta olan bir geminin düdük sesiyle uyandı. "Benim burada olduğumu nasıl anladınız?" diye sordu bitkin adam kendisini kurtaranlara. Cevap onu hem şaşırttı, hem de utandırdı: "Dumanla verdiğiniz işareti gördük!"
Bir Kıssa Bin Hisse
Uhud Savaşı sonrasında gönlü hüzünle dolu Rasulullah (sav) bir mağara da istirahate çekilmek ister. Aldığı yaralar ve mağaranın biraz yüksek olması hasebiyle mağaraya çıkmakta zorlanır. Bunu gören Hz. Talha hemen yardımcı olur, sırtına basıp Rasulullahın mağaraya çıkmasına yardımcı olur. Peygamber efendimiz bu hareket neticesinde "Cennet Talhaya vacip oldu" der. Bunu duyunca Hz. Talha gözleri dolar, sesi titrer "Ya Resulullah bu kadar basit mi?" diye soruverir. Işte tam burada Rasulullahın cevabı bizlere ders niteliğindedir, "Allah katında basit amel yoktur."🌿 Demek ki bizler yaptığımız işi, yahut başkasının yaptığı işi küçümsemeden neticesinde odaklanmalıyız. Küçük ama Rıza-ı İlahiye uygun mu? Şayet cevabımız evet ise gönlümüz refaha bir nebze erişebilir.. Bu dava umudun davası.. Rabbim umudumuzu, tevekkülümüzü baki kılsın. .
Rugayye ✿
Rugayye ✿
Reklam
"BİR KISSA BİN HİSSE 🌷 Harun Reşid'in oğlu Me'mun henüz çocuk iken, hocası sebepsiz yere sopayla ona vurmuştu. Me'mun: -'Neden bana vurdun?' diye sordu. Hocası ona sadece: -'Sus!' dedi. Biraz konuştular. Me'mun tekrar sordu: -'Neden bana vurdun?' Hocası yine: -'Sus!' dedi. 20 yıl sonra Me'mun halife olunca, ilk iş olarak hocasını çağırttı ve: -'Bana neden sebepsiz yere vurmuştun?' diye sordu. Hocası tebessüm ederek: -'Onu hâlâ unutmadın mı?' dedi. Halife Me'mun: -'Vallahi asla unutmadım.' dedi. Hocası tarihe ibret olarak not düşülecek şu sözleri söyledi: -'Zulme uğrayanın asla unutmayacağını öğrenesin ve kimseye zulmetmeyesin diye yaptım. Sakın ha kimseye zulmetme! Çünkü zulüm, yıllar geçse de kalpte sönmeyen bir ateştir dedi.." 🥀
Bir insanı bağlı olduğu inançtan, değerden ve yapıdan dolayı dışlamak ona yapılan bir soykırımdır. Tıpkı tarih kitaplarında kısıtlıda olsa öğrendiğimiz, gerçek hayatta kınadığımız liderlerin yaptığı gibi. ... Ne demiş Güzel İnsan Mehmet Akif: "Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey! Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi? "Tarih"i "tekerrür" diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?"
Bir Kıssa,Bin Hisse... ELHAMDÜLİLLAH...
Anne anne, Allah bizi görüyor Hazret-i Ömer, halifeliği sırasında bir gece asayişi kontrol için Medine sokaklarında dolaşıyordu. Gecenin karanlığında önünden geçmekte olduğu bir evden yüksek sesler işitti. Bir anne kızına şöyle diyordu; - Kızım, yarın satacağımız süte su karıştır! - Anne, Halife süte su karıştırmayı yasak etmedi mi? - Kızım, gecenin bu saatinde Halifenin nerden haberi olacak, o şimdi yatağında yatıyor. - Anne! Anne! Halife uyuyor, haberi olmaz diyorsun! Her şeyi bilen, gören ve her şeye kâdir olan Allahü teâlâ bizi görüyor, hâlimizi biliyor! Hilemizi insanlardan gizleyebiliriz, fakat her şeyi bilen ve gören Allah’tan nasıl gizlersin? Hazret-i Ömer, bu kızın güzel ahlakına çok hayran kaldı. Bu durumu hanımına da anlattı. Sonra da, o kızı oğlu Asım ile evlendirdi. Asım’ın bu kadından bir kızı oldu. Bu kızdan da âdil halifelerden Ömer bin Abdülaziz hazretleri doğdu.
Bugün Hocamızın derste anlattığı
KALBİNDE KİMSEYE KARŞI KİN TUTMAYAN ADAM Enes bin Mâlik -radıyallâhu anh-’ın naklettiği şu hâdise de böyle bir gönül kıvâmına sahip olmanın, kulu cennet yolcusu kılacağını ne güzel beyân etmektedir: Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ile beraber oturuyorduk. Buyurdular ki: “Şimdi yanınıza cennetlik bir adam gelecektir.” Bir de baktık
Reklam
23 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.