Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Güneşin Batışı...
Bir gün daha sona yaklaşmıştı. Güneş ufuk çizgisinde yavaş yavaş kaybolurken sanki gitmek istemiyormuşçasına sinirlenip tüm öfkesini bulutlara kusuyordu. Onlara tüm kızgınlığını yansıtmıştı. Bulutlar da sanki güneşin, bu öfkesinden utanmışçasına yüzleri kızarmış, biran önce gelen bulut dalgasına binip, oradan gitmek istiyorlardı. Gökyüzü, güneşin kızıllığında renk cümbüşüne dönmüştü; sarı, kırmızı, turuncu, pembe ve mor her renk vardı. Deniz, güneşin batışına üzülüyormuşçasına sessizliğe bürünmüş, hüzünlenmişti. Hırçın dalgaları dinmiş, yerini hafif esintilerin eşliğinde küçük dalgalar almıştı.
Ay giderken...
Bir çocuk büyüttüm kendimle, Ay kadar bir şiir okudum, Kitapların gölgesinde dinlenip satır aralarında doyurdum karnını. Şimdi tüm zamanlardan ve insanlardan kaçıyor. O geceyi seviyor, ben hafif karanlığı.. O yalnızlığı seviyor, ben kalabalığı... Böylece yok oluyoruz birbirimizle. Sorsan gök mavi der, bulut beyaz, Renklerle arası yok oysa hiç anlamaz, Acı da da sevinçte de ayrım yapmaz, Bu yüden Tükeniyoruz Hep o küçük çocuk yüzünden, Hep o içimizdeki küçülen çocuk yüzünden...
Reklam
Ayrılık kokusu var havada;  yastığım sığırcık kanatlarının şarkısıyla dolu. Yeniden sabah olucak ve su ile dolu bu kabın üzerine gökyüzü gelecek. Gitmeliyim bu gece ben bütün açık pencerelerden bu bölgenin insanları ile konuştum, ama zamana benzer, tek kelime bile duymadım. Hiç kimse aşk dolu gözlerle toprağa bakmadı. Hiç kimse bahçenin görünümüne tutkun olmadı. Hiç kimse bahçedeki küçük kargayı ciddiye almadı. Kederliyim; bir bulut gibi. Gitmeliyim bu gece. Sadece yalnızlık gömleğimin sığacağı valizi alıp gitmeliyim, bu gece. Yaşlı çınarların olduğu bir yere gitmeliyim. Yine birisi beni çağırdı: Sohrab!  Ayakkabılarım nerede?
YAĞMURUN HİKAYESİ
yağmur hikayeleri gökyüzü hikayeleri yağmurla ilgili cocuk yağmurla ilgili hikayeler Yağmur neden yağar bilir misiniz? Sanırım bu soruyu duyan herkes bilirim diyecektir. Klasik yağmur hikâyesi olan bulut aşkını anlatacaktır. Bu farklı hikâye farklı. İşte gerçek sevginin hikâyesi… Evren yaratıldığından beri aşk vardır. İnsanların, hayvanların ve
Tahta Masaya Ne Kadar Da Çok Yüklendik Yıllarca.
"Bulut Bey kendi dertlerini küçük çantasından çıkarıp tek odalı evindeki o tek odada küçük tahta masasına koydu. Çantası küçüktür Bulut Bey'in, dertleri, dertleri bir o kadar büyük. Masadaki dağınıklık bugüne ve bulut beye uygun değildi. Geçen cumadan beri bugün bir hafta doldu. Dağınıklık başta saçta olanın yanında hiçbir sıkıntı yaratamazdı ve hiç bu sorunu takmadı. Küçük çantadan çıkan büyük dertler bugün takılmak için sıraya girmişti fakat Bulut Bey önce masasındaki küçük dağınık çirkin görünümdeki güzel eşyaları toparladı. Büyük dertleri masaya koymak yetmişti. Düzeltmek belki yarın, şimdilik masa bulut bey oldu ve bulut bey bir yük daha hafifledi." Viski Atölyem Edip Cansever'den özentilik anları.
Gitmeliyim bu gece ben bütün açık pencerelerden bu bölgenin insanları ile konuştum, ama zamana benzer, tek kelime bile duymadım. Hiç kimse aşk dolu gözlerle toprağa bakmadı. Hiç kimse bahçenin görünümüne tutkun olmadı. Hiç kimse bahçedeki küçük kargayı ciddiye almadı. Kederliyim; bir bulut gibi. Gitmeliyim bu gece. -Sohrab Sepehri-
589 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.