Son nefesteki mânevî hâlimizin en büyük habercisi,şu anki nefeslerimizi nasıl kullandığımızdır.Dünya hayatında yaşadığımız ibadet,muâmelât ve ahlâk ile alıp verdiğimiz bütün nefeslerin mânevî keyfiyeti,son nefesimizin bir nevî pusulası hükmündedir.Aynı zamanda âhiretteki hâlimizin daha bu dünyadaki tercümânı gibidir.
• Behlül Dânâ Hazretleri, yol üzerindeki bir vîrânenin yıkılmak üzere olan iyice eğilmiş duvarına bakıp âkıbetini tefekküre dalardı. Yine bir gün endişe ile bakarken duvar birden çöküverdi. Behlül Dânâ Hazretleri’nin yüzünü bir sürur ifâdesi kapladı. Onun bu sevincine mânâ veremeyen insanlar merakla sebebini sorduklarında:
“−Görmediniz mi, duvar meyilli olduğu tarafa yıkıldı!” dedi.
“−Peki bunda şaşılacak ne var?” dediklerinde ise şu hikmetli cevâbı verdi:
“−Mâdem dünyadaki her şey nihâyetinde meylettiği tarafa yıkılıyor, benim de meylim Hakk’a doğrudur, o hâlde ben de ölünce Hakk’a varırım. Ey ahâlî! Rükû ve secdelerimizle Hakk’a meylimizi artıralım ki, başka yönlere yıkılmayalım!..”
• Hâce Ubeydullah Ahrâr Hazretleri şöyle nakleder:
“Bir aziz zât, dünyadan ayrıldıktan sonra Bahâüddîn Nakşibend Hazretleri’ni rüyasında görmüş ve ona:
«–Ebedî kurtuluşumuz için ne yapalım?» diye sormuş. Hâce Hazretleri şu cevâbı vermiş:
«–Son nefeste neyle meşgul olmak gerekiyorsa onunla meşgul olun!» Yani, son nefeste nasıl ki tamamen Hak Teâlâ’yı düşünmeniz lâzımsa, hayatınız boyunca da o şekilde uyanık olunuz!”
Peygamber Efendimiz (sav) ölümle ilgili bir hadis-i şerifinde şöyle buyuruyor:
Ölüm gelip çatmadan evvel, şehvani ve nefsani hislerinizi terk etmek suretiyle bir nevi ölünüz.
• el-Acluni, Keşfül-Hafa, 2:29; İbn-i Hacer el-Askalani •
Sayfa 38 - kitapyurdu doğrudan yayıncılıkKitabı okudu