Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ve her gün biraz daha tükeniyoruz; Oysaki bu yaşlarımız en güzel yaşlarımız olmalıydı..
Söylenen her söz biraz daha Biraz daha büyüttü suskunluğumu
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Reklam
Sen Vera, Filistin’den geçerken sakın eteklerini toplama, Biraz kan bulaşmış halde çık karşıma, Ve sakın unutma! O ilk çocuğumuzdur, Asırlardır dillerde olan Leyla’dır. Meryem’in suskunluğunda can bulan gözleri vardı Züleyha’nın, Daha düşmeden kirli kelimeler diyarına.
Daha dün değil miydim çocuk Evet, belki yarım, Belki biraz buruk Ve babasız bir çocukluk, Belki olmayan bir çocukluk, Hiç yaşanmayan Ya da yaşanamayan bir çocukluk Ama içtendi gülüşlerim, Güldüğüm zaman Ve kolaydı mutluluklarım, Bir oyuncak alındığı zaman Ne çabuk geçti zaman, Beni almadan, unutarak Büyüdüm Ama hala küçüğüm Çünkü yaşıyorum hala hayallerle avunarak, Hayalle gerçeği ayıramayarak Murat Şahan
“ Kimsenin yağmuru seyretmediği bir dünyada yıldızları sevmenin yalnızlığı ile her gün biraz daha geri çekildim… “ #bereket☔️🌂🌧️
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Beyaz Saray Lokantası Sabahın erken saatlerinde yola çıkmış yağmurda sırılsıklam olmuştum. Yolculuk düşleri kurarken biraz ıslanmayı ve biraz ağlamayı da hesaba katmış mıydım bilmiyorum. Karnım açtı, bulduğum ilk restoran cafe karışımı bir yere girdim. - Abla ne istersin sana bir tane mevlana tost yapayım mı? - Olur, yanına çay da olsun. - Lokanta, sabahın ilk saatleri olmasından dolayı tenhaydı, benden başka birkaç masa da daha simit dişleyen insanlar vardı. Lokantanın geçmişten kalma havasını daha da bir kasvetli yapan biçimsiz, künt, çivit rengi masalar tüm lokantayı doldurmuştu. - Abla tostun hazır sesi ile gözlerimi lokantanın üstünden çekerek tostumu ve çayımı alarak masama döndüm. Bir zamanların yeniliğini ve ihtişamını şimdi yorgunluğa bırakmıştı tabeladaki adıyla “Beyaz Saray Lokantası”.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.