Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Defalarca sıfırı tüketip başladığı noktanın bile daha gerisinde bir yerde bulmuştu kendini. İmkânsız kelimesine meydan okumuş, kırgınlıklarını çabucak unutmuş ve bilime dair duyduğu aşkın kulaklarına fısıldadıkları sayesinde icatlarına ara vermeden devam etmişti. Cebinde sadece dört sent ile çaylak bir mühendis olarak geldiği Amerika'da dönemin sanayi devleriyle ters düşmüş, siyasetçilerle baş etmiş, prensiplerine aykırı olan her durumu elinin tersiyle itmişti.
Sayfa 77 - Destek YayınlarıKitabı okudu
edison şerefsizliğin sınırlarını zorluyor oynat bakalım...
Başarılı bir mucit olmasının yanı sıra, kurduğu şirketlerle icatlarını başarılı bir şekilde pazarlayabilme yeteneğine de sahiptir. Oluşturduğu sistemlerde doğru akım kullanmış ve dönemin zengin girişimcileri tarafından ciddi miktarlarda maddi desteği de arkasına almıştır. Şöhreti şehir sınırlarını aşıp neredeyse tüm ülkede yayılmaya başlamışken,
Sayfa 43-47 | Destek YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yalnız ve özgür
Özgürüm : hiçbir yaşama nedeni kalmadı artık ba­na ; denediğim bütün nedenler beni bıraktı: başkalarını da tasarlayamıyorum. Daha genç sayılırım; yeniden baş­lamaya yetecek gücüm var. Ama nereden başlamalı? En şiddetli korkulara, bulantılara düştüğümde beni kurtarır diye Anny'ye ne kadar güvenmiş olduğumu ancak şimdi anlıyorum. Geçmişim öldü, M. de Rollebon öldü, Anny sadece bütün umutlarımı kırmak için geri geldi. Bahçe­ler boyunca uzayan şu beyaz sokakta yalnızım. Yalnız ve özgür. Ama bu özgür lük ölüme benziyor biraz.
Toplumun Çürümesi
La Fontaine, Ağustos Böceği ile Karınca'da, kendi zamanının ahlakını yansıtmıştı; evrensel ve kalıcı bir değere sahipmiş gibi gözüken bu ahlak anlayışına göre, titiz, özenli, günlük çalışma kesin bir değerdi ve ağustos böceği "bütün yaz" şarkı söyleyeceğine bu değerden.esinlenmeliydi.Masalda güzel rol karıncaya aitti. Her mevsimde
Sayfa 154 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
“Düşünmüyorsun, düşüyorsun. Düşündüğünü zannediyorsun, ama sadece yoklukta biraz daha irtifa kaybediyorsun. Çıkabilmek için sözüm ona düşündükçe, her gün biraz daha nefessiz, boğuluyorsun. Sen düşünmüyorsun. Düşünmek, var olabilmek ile olur ancak. Sen var mısın?”
İran, Pakistan, Çin ve Orta Asya Sovyet cumhuriyetleri arasında kalan bu dağlık ülkede komünist eğilimli, etkin ve hırslı hareketler vardı ama toplumsal bakımdan muhafazakâr ve her türlü vabancı müdahalesine son derece düşman Müslüman nüfusun içinde çok azınlıktaydılar. Bu militanların tek başlarına bırakıldıkları takdirde iktidarın dizginlerini
Sayfa 113 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Clay aralarındaki binlerce kilometrenin, onu Julia'nın yalanlarına ve canını yakma ihtimaline kar- şı koruyacağını düşünüyordu. Aralarındaki kilometre farkını kapatmadığı sürece sorun olmazdı. Bu yüzden de telefonu çalıp da ekranda Julia'nın adını görünce hemen cevapladı. "Merhaba." "Selam," dedi Julia uykulu ve
Sayfa 55
Her yağmurla biraz daha yaşlanıyoruz Bulut bilir mi bunu?
Sayfa 116Kitabı okudu
"Bahar'a da benim kötü huylarımı sorsanız herhalde inadımdan yakınır. Geri adım atmasını bilmezmişim, ne olurmuş biraz daha kendimden ödün verseymişim... Hep benim dediklerim oluyormuş, ikna ediyormuşum onu, etkiliyormuşum.. Eski kavgalar bunlar nereden aklıma geldi ben de bilmiyorum."
Sayfa 66 - Pukka Yayınları, OzanKitabı okuyor
Aslında tesadüf eseri çıktı karşıma gecenin beş buçuğu sanki kasıtlı kalkıp ve seni okumam. Eğer öyle olduysa böyle kasıtlı uyanışlara ihtiyacım var. "...hiç üzülmedim, çünkü artık binlerce arkadaşım vardı, kitaplardan tanıdığım birçok üzüntü ve acı dolu yaşamla iç içeydim. Dostlarımı nerede arayacağımı biliyordum bundan böyle." diyor, Pablo Nerudo. Bende kitapları bulduktan sonra, dost aramayı bıraktım... İnceleme yapmayı çok sevmiyorum fakat yinede söylemeden edemiyeceğim, şiirlerin uzunluğuna rağmen hiç sıkılmadan okudum ve Pablo Neurdo gibi güzel bir şair daha ekledim kalbime. Fakat az okunması biraz üzdü açıkçası ben çok, severek okudum. Yeni şairler arıyordum, oda beni arıyormuşki karşılaştık. Şiir sevenler için güzel bir yapıt okumanızı tavsiye ederim. Bir kaç mısra bırakmak istiyorum: "Şimdi, Giysileri Kendinden fazla. Üstündekilerin Boşluğunda yaşıyor Bir evde yaşar gibi. Bedeninin" "Acılardan daha büyük bir yer yoktur Bir tek evren var, o da kanayan bir evren." "Dinleyecek birini arıyorum , Ama bu yıkılmışlığı ve acılar şölenini anlayan yok görünürde."
Reklam
Ne fazla sefahate düş, ne de hayattan el-etek çek. Ne dünyada fazla kal, ne de ondan kaç. Dengeyi tutturmaya devam et. Fazlasıyla sefahate daldığını hissettiğinde biraz inzivaya çekil, ve fazlasıyla içine kapandığını hissettiğinde biraz daha sefahate doğru kay. Hep orta yolu tuttur.
Alâkası yok tatlım.
Aşkım, altın keltoşum, tuzlanmış yumurtam, söyle bana, sevgili olduğumuzdan beri sana hiç durmadan mektup yazdığıma ve bugün artık her zamankinden de çok, küçük aşkım, senin kutsal adını anmamaya özen gösterdiğime göre, sence şimdi sana mektup yazmamın benim için bir sakıncası olabilir mi? Biliyorsun; günün birinde, aradan yıllar yıllar geçtikten sonra, Yucatanlı bü­ yükanneciğimin sandığında aşk mektupları destemi bulsunlar istiyorum. Onları bulduklarında, kocasına ihanet eden bir kadının değil, tutkulu ve romantik, aşık bir kadının mektuplarını bulmuş olacaklar. Evet, senin tutkulu ve romantik aşığınım ben, koca göbekli keltoşum benim, hiç yoktan iyidir, diyecek sivri dilliler ama bilmiyorlar ki o tatlı dilin ne kadar lezzetli, uzun ve de işinin ehli, senin deyişinle kaymak taşından kusursuz Venüs bedenimde öpücüklerle dolaşırken. Neyse, bu kadar zevk yeter, isimsiz aşkım benim, sadede gelelim, konu, entrikacı MR'nin, rakibin BH ile her seferinde biraz daha yakınlaşması. Kimi zaman fazlasıyla iyi niyetli davranıyorsun, benim temiz yürekli sevgilim ve B'ye olan sadakatinden dolayı, seni vicdansız bir dalkavuk gibi göstererek yıkmak isteyenlerin farkında olmuyorsun.
Sayfa 65
Doğrusu, dünyada rahat yaşamak için aptal olmak lazım. Fakat aptal olmaktansa biraz daha rahatsız yaşamak daha iyidir bence...
Bir sonsuz hiçliğin koynunda sevdam Her gün biraz daha derinleşirken Niçin yıkılmıyor başıma bu dam Yenilmez acıyı fazla tattım ben Gelmedim sesinle bir dem el ele Bakmadım gözüne bir kere bile? Beynimi kudurtan bu humma ile Düşersem günahkâr emin ol ki sen!..
Sayfa 1904Kitabı okuyor
Yıllar geçti yârdan hâlâ gelmedi haber O vefasız yad ellerde acep ne eyler? Rüzgâr ona dertlerimi bari sen anlat Git kaygısız şen gönlüne biraz elem kat Ayrılmıştım ben onunla bir karlı gece Hatırlamaz o geceyi belki iyice Yıldızlarla parıldayan bir semâ gibi Yaş dolmuştu pek sevdiğim siyah gözleri Yıllar var ki o bakışı düşünerekten Aşkımızı ölmeyecek zannetmiştim ben Bu hissimde yanılmamak ümidi bugun Beni biraz yaşatıyor işte onun'çün : Rüzgâr ona dertlerimi ne git ne anlat Ne de gelip hasta ruha daha elem kat
Sayfa 1893Kitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.