"Zorunlu evlilikler ve dayatılmış aile yapıları sürdükçe, fahişelik de var olacaktır."
Bugün dünyada zorunlu evlilik kavramı ne kadar kaldı, bilmiyorum.
Ama etrafımda sıkça görüyorum:
Haftalık, aylık, yıllık süren evlilikler...
Ve onların ardından gelen gürültülü boşanmalar.
"Masalsı evliliğim var" diyenlerin,
bugün zorunlu değil, gönüllü faHişelik yaptığının
kendileri bile farkında.
Bedenin reddettiği bir yaşamı
ruh, alışkanlıkla kabul ediyor.
Sonra da hiçbir şey olmamış gibi "namus"tan söz ediliyor.
Bu bir akıl tutulmasıdır—
ya da derin bir kaygı bozukluğunun işareti.
Oysa,
Güneş her sabah taze doğar.
İnsan bedeni ise, eskidikçe kokar,
ruhu da çürümeye başlar eğer temizlenmezse.
Günaydın, Evren’im.
Sen tertemiz kal ki
ben Güneş’ini koynuma alayım.