"Sen bu karanlık ömrümün içine bir sevinç ışığı gibi, kurumaya yüz tutan ekinlere can veren bir nisan yağmuru gibi birdenbire geldin. Ben bu kadar bol hayat ve saadet yağmuru altında kendimi unutmus gibiyim." demiş Sabahattin Ali. Şu naifliğe ,şu aşka bakar mısınız?
Bu tarz bir sürü güzel cümlelerle dolu edebi yönü yüksek bir kitapla karşınızdayım .Daha ilk sayfalardan itibaren Sabahattin Ali'nin ince ruhu,kibarlığı ,nezaketi size kendini gösteriyor. Aslında kitabımız mektuplardan derlenmiş bir kitap. Sabahatttin Ali'nin 1935
Subat'indan 1948 Mart'ina kadar eşi Aliye'ye ve kizi Filiz'e yazdığı o güzel mektuplardan oluşuyor.
Ailesini geçindirmek,onlara güzel bir hayat sunabilmek igin gurbete gitmiş bir baba, bir eş. Çektiği onca acıya rağmen yine de mutsuzluğa kapılmaması, o kadar mesafeye rağmen kızına ve eşine sevgisini hissetirmesi onlara bağlılığı, her fırsatta onlara bir şeyler yazıp göndermesini takdir etmemek imkansız .Örnek bir eş ve baba portesi kesinlikle. Aşk,sevgi,fedakarlık ,hasret hepsini tam anlamiyla tadacaksınız bu kitapta. O güzel sözler beni mest etse de,içimi sıcacık yapsa da yine de mektuplari okurken bir hüzünlenmedim degil.
Sabahattin Ali'yi tanımak için en dogru kitaplardan biri bence. Naçizane tavsiyemdir. Bir şans vermelisiniz.
Ayrıca şunu belirtmeliyim ki " Seven sevdiğine bu kitabi hediye etsin."Keyifli okumalar kitaplarla kalım
Baba, sen yanımda kal ve ölüm meleğini karşılamama yardım et. Belki de benim yanımda seni görünce korkar da, beni rahat bırakır. Ya da belki sen ona bir iki çift laf söyleyip torpil yaptırırsın, ha ne dersin? Neticede ikiniz kan kardeşisiniz.
Birgün gece kondularda
Kesilirse anne feryadları
Çocuklar sokaklarda
Satmazsa mendilleri
Suça teşvik etmezse devlet
Ve kul kula minnet
Duymazsa
Seni sevmeyi bırakacağım