İbretlik Bir Hikaye
Harun Reşid'in rh oğlu Me'mun henüz çocuk iken, hocası sebepsiz yere sopayla ona vurmuştu. Me'mun: -'Neden bana vurdun?' diye sordu. Hocası ona sadece: -'Sus!' dedi. Biraz konuştular. Me'mun tekrar sordu: -'Neden bana vurdun?' Hocası yine: -'Sus!' dedi. 20 yıl sonra Me'mun halife olunca, ilk iş olarak hocasını çağırttı ve: -'Bana neden sebepsiz yere vurmuştun?' diye sordu. Hocası tebessüm ederek: -'Onu hâlâ unutmadın mı?' dedi. Halife Me'mun: -'Vallahi asla unutmadım.' dedi. Hocası tarihe ibret olarak not düşülecek şu sözleri söyledi: -'Zulme uğrayanın asla unutmayacağını öğrenesin ve kimseye zulmetmeyesin diye yaptım. Sakın ha kimseye zulmetme! Çünkü zulüm, yıllar geçse de kalpte sönmeyen bir ateştir dedi...
DUA SANA TEŞEKKÜR EDERIM. BIR YARIM KALMIŞLIĞA...
NEDEN TÜRKÂN, ÇÜNKÜ TÜRKÂN... Vakti zamanında, bir genç varmış. Lise bire ilk gittiği gün, heyecanını cebinde taşırcasına bakıyormuş etrafa, sıralara. Sıralarda sıra ha. Kendinden önceki abilerinin aşk şiirleriyle, bir taraftan girip bir taraftan çıkan kalpleriyle dolu sıralar. Sonra bir kız girmiş sınıfa, kim varsa orda kapıya bakmış, hoca bile
Reklam
Bugün biraz geç oldu
Edâlar bu tebessüm bize dektir biliriz Gülü târîfe ne hâcet ne çiçektir biliriz Lâ Edrî
Hayat ne kadar acı da, zor da olsa yaşamaya değer. Biraz tevazu, biraz samimiyet, biraz tebessüm kimseyi incitmez... Ve biraz da yağmur...
Belki firavunlar piramitlerini kırbaç altında inleyen kölelerin emekleriyle yükselttiler. Günümüzde olay biraz farklı. Köleler belki ben de firavun olurum düşüncesiyle piramidin inşasına gönüllü olarak ve tebessüm ederek katılıyorlar. Biz firavun olmayı iyi bir sonuç saymadığımız için tebessüm etmiyoruz. Firavun olmak için iyi bir başlangıç yapmadığımıza da üzüldüğümüz söylenemez. Surat asmak hakkımız diyoruz, ama bunu eleştiri hakkımızı elde tutabilmek için söylüyoruz. Surat asmamız, Dimyat'ta pirinç bulamadığımız veya evdeki bulgurdan olduğumuz için değil; bizi böyle bir yolculuğa sevk etmek isteyenlerin gasıp olduğunu bildiğimiz içindir. Bundan böyle Müslümanlığımızın herhangi bir tuzağa yem olarak konmasına, kâfirlerin konforu ve tatmin yolları Müslümanların da hakkıdır yollu aldatmacaya bir son verebilmek için surat asmak hakkımız demeyi seçiyoruz.
Sayfa 252
525 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Mıgırdiç Margosyan
Mıgırdiç Margosyan
Doğduğu yerden okuyup adam olması için İstanbul'a gelen burda bir hayel kuruyor "kafle" yollarında herbirinin ailesi berdan, berdan olmuş tesbih taneleri gibi anne ve babanın dağılmış oğullarının "iyi adam olmasını" anadilini daha iyi öğrenip konudabilmesı için İstanbul'a Ruhban okuluna gönderilir Mıgırdiç Margosyan.. Margosyan'nın bu yeni çevrede karşılştığı gariplik leraile hasretiyle birleşir. Getıde bıraktığı ailesi, sokaktaki arkadaşlar Diyarbakır sokaklarını, burda akranları arasında Yasadığı zorlukları düşündükçe geleceğe hem biraz kaygılı hemde birazda umutla bakıyor.. Yumusak doğal olduğu gibi yazdığı, yazarın kendi hayatından kesitlerin olduğu keyifle okunan zamn zamn düşünülesi, tebessüm ettiren satırlarında insan kendi çoçukluğundan çok şey buluyor.. Her şeyden önce insan olmanın önemini vurgular kitap... Tespih taneleri gibi dağılan ailenin bir araya gelmek için verdikleri çaba etkileyicidir... Ozamn buyurun keyifle okuyun
Tespih Taneleri
Tespih TaneleriMıgırdiç Margosyan · Aras Yayıncılık · 2000194 okunma
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.