-sevgi dolu ama kontrollü bir kalp, kabına sığmayan bir ruh, asi bir zihin ve gördüğü herşeyle dalga geçebilen bir göz- Bir gözyaşı bir tebessüm... Bu da benim hikayem :)
~
"Şimdi anladım ki kötülük kötülükle çoğalıyor. Insanlar ne kadar kötülüğün ardına düşerse onu o kadar cogaltiyorlar. Demek ki kötülük kötülükle ortadan kalkmıyor. Peki öyleyse neyle kalkıyor?..."
Rivayet edildiğine göre Hz. Mûsâ, Hızır' dan ayrılmak istediğinde, Hızır ona şöyle demistir: "Eğer sabretseydin, bin türlü şaşırtıcı şey görecektin. Gördüğün her şaşırtıcı şey de, bir önceki gördüğünden daha şaşırtıcı olacaktı." Bu sözler üzerine Hz. Mûsâ, ayriligina ağlamış ve Hızır' dan "son bir nasihat" istemiştir. Hızır da ona şu sözlerle veda etmiştir: " Bilgiyi, insanlara anlatmak için değil, onunla amel etmek için işte!"
Yani yazar Tolstoy olunca insan şunu demekten kendini alamıyor. Yazar olmak için değil de yazar olamadan duramayacağı için yazmış eline kalemi bu sebeple almış tek kişi varsa bence de o Tolstoy' dur.
Bu kitap kıskançlık duygusunun, bir takım ön yargıların, toplum içinde yerleşmiş mantıksız gelenek, görenek, inançların bir aileyi nasıl yikabilecegini, insanları nasıl felakete sürükleyebilecegini anlatıyor ve bunlar üzerinde düşündürüyor. Gerçekten diğer romanları gibi sürükleyici bir kitaptı.. Yine şaşırtmadı beni