İlk kitap olan Şeker Portakalı'nı geçtiğimiz senelerde okumuştum ve çok beğenmiştim. Daha sonra serinin devamının olduğunu öğrendiğimde de epey mutlu olmuştum. Ama okumak için kendimi hazır hissetmem gerçekten biraz uzun sürdü. Şeker Portakalı'nın üzerimde bıraktığı o tatlı etkiden bir türlü çıkamamıştım. İşte o etkinin bir benzerini de şimdi ikinci kitapta - Güneşi Uyandıralım - gördüm. Şeker Portakalı'nda Zeze'nin çocukluğundan bahsedilirken, Güneşi Uyandıralım'da Zeze'nin biraz daha büyümüş olduğunu, 15-16 yaşlarına kadar geldiğini görüyoruz. Ama o kafasında yarattığı hayal dünyasından hala kopamadığını, içindeki çocuğun kaybolmadığını görüyoruz. Kitabın özellikle son 30-40 sayfasına doğru kitapta bazı şeyler birbirine bağlandı ve bir duygusallık oluştu, bir amaç ortaya çıktı. Gerçekten ufuk açan, okunmalı demenin hakkını verecek yegane kitap serilerinden; muazzam...