Hani bundan yirmi yıl önce biri sorsa,öğretmen olmak ister miydin,kesinlikle hayır derdim.Hele sınıf öğretmenliği,aklımın ucundan geçmezdi.Yani çok da isteyerek başlamadım bu mesleğe. Yanlış anlaşılmasın beş nesil öğretmen bir aileden geldiğimden saygım sonsuzdu ama hayallerimde başka meslekler vardı.
Sonra kader bu ya, aile geleneği sürdü eğitim camiasının bir neferi olduk biz de... Bazen oflanıyorum, bazen ah keşkeler sıralanıyor boğazıma ama sonra düşünüyorum..
Hangi meslekte böylesi koşulsuz bir sevgi ile kucaklanır bir insan?
Ufacık bir söz ile bir hayat, başka hangi meslekte değiştirilebilir?
Başka hangi meslekte bir elin avcunun içinde titremesi, güvenle gözlerine bakılması,ağzından çıkan her kelamını doğru sayılması hissedilebilir?
Öyle saf ve temiz yüreklerle başka nerede karşılaşılabilir?
Siz, bilir misiniz çantasındaki tek beslenme elma iken onu gönülden size sunan küçücük ellerin büyüklüğünü?
Bilir misiniz ne giymiş olursanız olun, yine çok güzelsiniz denilirken ki dürüstlüğü?
Daha iş yerinizin kapısında göründüğünüz anda kollarını açarak size koşan oldu mu?
Siz hiç iğrenmeden bir müşterinizin burnunu siler misiniz ya da ağzının kenarlarında kalan yemek artıklarını,eğilip açılan ayakkabı bağcıklarını bağladınız mı hiç,terlemiş diye sırtına peçeteler doldurdunuz mu? Komik geldi değil mi? Bize alışıldık.. Sıradan..
Kim, hangi BÜYÜK ADAMLAR(!),bizim için ne düşünürse düşünsün, ne derse desin,vasıfsız görürse görsün ya da maaşımızla ölçsün.... SİZ HİÇ BİZİM KADAR SEVİLDİNİZ Mİ?
(Funda MENEKŞE)
Hülagu ve Kadıhan Diyaloğu
Hülagu, Moğol İmparatorluğunun kurucusu Cengiz_Han’ın torunu, İlhanlı Devletinin kurucusu Mengü_Kağan’ın da kardeşidir. 1255 de ağabeyi Mengü Han tarafından Ortadoğu’da henüz ele geçirilmemiş toprakların ele geçirilmesi için görevlendirilir.
Hülagu 1258 tarihinde Bağdat’a girerek Abbasi Halifesi Mutasım’ı keçeye sarıp Moğol atlarının ayakları
Daha güzel bir cevap olamazdı :)
İnançsız bir öğretmen ,
Öğrencilerinin aklını karıştırmak için ;
- " Çocuklar " demiş .
" Allah hepimizin cennete gitmesini istediği halde , neden bizi dünyaya göndermiş ? "
Çocuklardan biri soruya karşılık vermiş ;
- " Öğretmenim ", demiş .
Şüphesiz ki siz bizim sınıf geçmemizi istiyorsunuz .
O halde neden hepimize birer 5 vermeyip imtihan ediyorsunuz ? "..
Gün geçmiyor ki böyle emmiler günlerimi renklendirmeden es geçmesin :)
Bilen bilir yaşlıların psikolojisini hep ilgiye açtır yaşlılar, özellikle de gençlerin onların etrafında koşuşturması çok hoşlarına gider. Yıllarca hastalığını üzerinde bir ceket gibi taşıyan atmışlık, yetmişlik ve de seksenlik amcalar hastaneleri bir yerde sosyalleşme aracı olarak görür ve o amaçla kullanılırlar. Öyle ki hastanenin önünden
Beynimiz ile mi Duyarız
Gerçek dünya hakkındaki bilgilerimiz duyularımızdan gelir ve onunla sınırlıdır. Yaşadığımız dünyaya bir bakın! Etrafımızda bizden bağımsız gerçekleşen ne çok olay var. Mesela en sevdiğiniz kahvenin ya da yeni biçilen o çimin kokusu… Dinlemeyi en sevdiğiniz şarkı ya da yanınızdan aniden geçen o arabanın motor sesi… Sanki duyar gibi oldunuz ama
Fırtına
Sabah gök gürültüsünün ürkütücü sesiyle uyandım. İşittiğim ses bomba patlamışçasına duyuluyordu ve şiddetli yağmur vardı, şimsekler çakıyordu, özetle felaketti vaziyet .İşe gitmek için bu çılgın fırtınanın dinmesini bekledim öyle de oldu,fırtına kesildi yağmur dindi sonrasında hazırlığımı yaptım ve yola koyuldum.
Hepimiz bu ürkütücü doğa olayına kendimizi bildik bileli defalarca şahit oluruz çocukken çok korksakta bir şekilde onunla yaşamayı öğreniriz. Günlük hayatımızda cok da önemsemediğimiz bizim icin sıradanlaşan
bu olaya karşı sergilediğimiz pratiği eğer gözlemleyip düşünebilirsek bazı dersler var aslında.
Şöyle düşünelim başınıza gelebilecek öyle veya böyle maruz kaldığınız travmatik durum bir fırtınadan farksızdır mıdır?
Ne kadar zor duruma düşseniz de,haksız durumlara maruz kalsanızda,sinir harpleri yaşayıp tatsız dialoglara girsenizde yaşadığınız bu süreç bir fırtınanın o korkunç gürültülü halinden,yıldırımlardan,çakan şimseklerden farksızdır nihayetinde dinecektir ve sizde hayatınıza kaldığınız yerden devam edeceksiniz.O kocaman karanlık bulutlar ya güneşe bırakacaktır yerini ya da usulca yıldızlara.
e.ç.