Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bir Milyon Küçük Parça

Bir Milyon Küçük Parça
@bmkp
Birken milyona dönüşen ruhların buluşma yeri.
152 syf.
·
Puan vermedi
Amerika'nın en iyi romancıları arasında adından söz ettiren Cormac McCarthy, Tanrı'nın Bir Kulu romanında haksızlığa uğramış ailesinin lanetini miras alan bir insanın sapkınlığın dibine nasıl gömüldüğünü portreliyor bizlere. Lester Ballard'ın hor görülerek toplum tarafından dışlanması ve bunun sonucunda ormanda yaşamaya başlayıp vahşi bir kurda dönerek ihtiyaçları için "avlanmaya" çıkması, okurken sizi farklı bir distopyanın içine çekiyor. Lester Ballard, maruz kaldığı toplumsal baskı yüzünden sapkınlığı seçmek zorunda kaldıysa, bu onu gerçekten kötü bir insan yapar mı? Yoksa, toplumun kendi yozluğunu gizlemek istemesi sonucu kara koyun seçilerek, sevgisiz ve yabani büyümesi bu sapkınlığın sebebi olmuştur? Sizi rahatsız edecek, kendinizi sorgulatacak ve bakış açınıza çomak sokacak bir roman. Kesinlikle tavsiye ediyor ve yorumumuzu bir alıntı ile noktalıyoruz. İyi okumalar dileriz. "Rüyasında alçak bir vadinin tepesi boyunca at bindiğini gördü. Aşağılarda güneşin vurduğu bir çayırda geyikler seçilebiliyordu. Otlar ıslaktı hala ve geyiklerin dizine kadar geliyordu. Katırın belini hissedebiliyordu altında ve bacaklarıyla sağrısını sardı. Yüzüne sürünen her yaprakla kederi kasveti arttı. Geçtiği bir yaprağı bir daha geçemeyecekti. Bazıları şimdiden sararmış yapraklar peçe gibi yüzüne örtülüyor ve damarları güneş vurunca incecik kemikler gibi ortaya çıkıyordu. Sürmeye devam etti çünkü geri dönemezdi ve dünya o gün her zamankinden de güzeldi, o ise ölümüne yol alıyordu."
Tanrı'nın Bir Kulu
Tanrı'nın Bir KuluCormac McCarthy · İthaki Yayınları · 2020153 okunma
Reklam
152 syf.
·
Puan vermedi
Tanrı'nın Bir Kulu
Tanrı'nın Bir KuluCormac McCarthy
6.8/10 · 153 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
145 syf.
8/10 puan verdi
Çoğu kitap, kahramanın gündüz kuşağındaki bilinç akışı içinde geçer. Uyku arkaplanda kalan bir figürandır. Uyku Tanrısının Evi'nde ise bu gelenekten uzakta, tamamen deneysel ama yazarın gerçekliğine büründürülmüş bir metin okuyoruz. Bu kitap tamamen rüyalardan oluşuyor. Girizgah paragrafları haricinde, küçük bir kızın gündüzden kaçıp gecede avunuşuna tanık oluyoruz. Her rüyanın kendi içindeki anlamını çözümlemek gerekiyor; bir fotoğrafı negatifinden anlamaya çalışmak gibi de diyebiliriz. Lakin ekseriyetle belirtmemiz gerekir ki, yazarın hayat öyküsünü kitaptan önce okuyunuz. Kendi içsel yolculuğuna mahkum edilmiş bir kız çocuğunun bağımlılığa sürüklenişi, geceden başka sığınacak bir kabuk bulamayışı içinizi acıtacak. Israrla tavsiye ediyor, yorumumuzu bir alıntı ile bitiriyoruz; "Pencerem yansıttığı her şeye kibar bir yüz veren büyülü bir ayna gibiydi. Düşmanlık ve karışıklık bile bu aynada güler yüzlü olurdu. Penceremden dışarı baktığımda her şey dost, berrak ve basit görünürdü. Bütün gün boyu beyaz gökyüzünü seven ve oyun bahçesinde kuşlar gibi hür dans eden çocukları seyrederdim. İçinde bulundukları hava onları bir anne gibi korurdu. Gece ise benim annem benimle buluşmaya pencereye gelirdi. Bir yabancı gibi, yapayalnız fakat sayısız yıldızla donanmış olarak. Gece benim annemdi. Yalnız benim, sevgili annem. Benim sığınağım."
Uyku Tanrısının Evi
Uyku Tanrısının EviAnna Kavan · Everest Yayınları · 202033 okunma
Keder Atlısı
Keder AtlısıFaruk Duman
6.5/10 · 115 okunma
Reklam
216 syf.
1/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Ansızın insanlığın gözlerinden uykunun çekilmesi ve oluşan histerinin zombiler, yamyamlar doğurmasını konu ediyor Uyuyamayanlar. Uykunun kısmi ölüm olduğu olgusu temel alınarak, hoş bir felsefeyle harmanlanmak istemiş kitap. Yazarin fikri, yapmak istediği ve eseri oturtmaya çalıştığı noktalar çok güzel; ama malesef işleniş, olay örgüsü, durum geçişleri vb. gibi hususlarda aşırı bir yavanlık var. Gereksiz romantizme kaçılmış aksiyon içeren sahnelerde. Karakterlerin bir derinliği yok. Seks ve küfür katılarak yaratılmak istenen distopyaya çekicilik katmaya çalışılmış ama rahatsız etmekten öteye geçmiyorlar. Ayrıca çevirideki "Valla... / yemin billah etmek / ya herrü ya merrü" gibi dilimize de Arapçadan geçen, yazarın kimliği ve dolayısıyla kitabın kimliğiyle uzaktan yakın alakası olmayan cümle kalıplarının tercihi, zaten ısınamadığımız kitaptan iyice soğuttu. Bir okuyucu olarak, orijinalliğin korunması için çevirinin aşırı yerel ifadelerden uzak tutulması gerektiği düşüncesindeyiz. Lafı daha fazla uzatmadan yorumumuzu burada bitiriyor ve kitabı önermiyoruz. Artan kitap fiyatlarını göz önünde bulundurursak, merak edip, almak isteyenler tekrar düşünsün deriz.
Uyuyamayanlar
UyuyamayanlarAdrian Barnes · April Yayıncılık · 2017463 okunma
Bir Milyon Küçük Parça
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Tarçın Dükkanları
Tarçın DükkanlarıBruno Schulz
7.2/10 · 220 okunma
120 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Villiers de L'Isle-Adam çok aşina olduğumuz bir isim değil; lakin öyküleri ismindan azade bir üne sahip. Jorge Luis Borges seçkisi Babil Kitaplığı'nın yirmi üçüncü kitabı olan eserde, yazarın ses getiren eserlerini okuyoruz. İlk okumaya başladığınızda Edgar Alan Poe vari üslup sizi yanılgıya itebilir. İlerledikçe yazarın karamsarlık boyutunun Poe'dan çok farklı, daha ürkütücü bir seviyede olduğunu göreceksiniz. Sade bir dil kullanmak yerine, uzun ve edebi cümlelerle anlatımı biraz yormuş ama bu durum hikayenin özünü yakalamanıza asla engel değil. Véra adlı son parça özellikle favorimiz oldu diyebiliriz. Karanlık öykü severlerin zevk alacağı, tavsiye edilesi bir eser. İyi okumalar dileriz.
Son Şenliklerin Davetlisi
Son Şenliklerin DavetlisiVilliers de I'Isle-Adam · Kırmızı Kedi Yayınları · 201788 okunma
Çünkü - diye ekledi doktor - bir deliyle aklını yitirdiği noktadaki mükemmellikte yarışılamaz.
Sayfa 80 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
144 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 günde okudu
Gabriel Garcia Marquez'in bavulunda, 1950'li yılların Doğu Avrupa'sını dolaştığımız bu eserde; Berlin Duvarı'nın iki yakasını, Amerikan-Rus çekişmesini, Sovyetlerin yarattığı ilizyon dolu mesajlarını, Macaristan'ın nefret yüklü sokaklarını, Polonların ve Çeklerin halka açık kütüphanelerle nasıl kendilerini topladıklarının özetini okuyoruz. Marquez objektif ve zamanının azılı gözlemcilerinden. Yalın bir şekilde, hükümetlerin allayıp pullayıp saklamaya çalıştığı ama halkın sessiz cümlelerle haykırdığı gerçekleri bize aktarmış bu kitabında. Siyasi gözlem okumaktan hoşlananların kaçırmaması gereken, güzel bir kitap. Demir Perde ülkeleri ve yaşanılan o dönem hakkında merak uyandıran bir yapıt. Herkese tavsiye ederiz.
Doğu Avrupa'da Yolculuk
Doğu Avrupa'da YolculukGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20161,112 okunma
Reklam
572 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Tarihi roman olan ve Notre Dame'ı, Fransız Devrimi sonrası yıkılmaktan kurtaran eser; Notre Dame'ın Kamburu. Victor Hugo'nun akıcı anlatımı ile okuduğumuz eser, bize 15. yüzyılda imtiyazlarla güçlenen zorbalıkları, siyasi bencilliklerin halkı sürüklediği sefaleti ve mimari yapıların yaşananlara nasıl maruz bırakıldığını anlatıyor. Karakterlerin derinliği çok ölçülü yansıtılırken, diyaloglar biraz zayıf kalsa da eser, yazarının bakış açısını ve mimari/siyasi/sosyolojik değerlendirmelerini gayet net bir şekilde aktarıyor. Victor Hugo'nun monologvari söylemleri yer yer uzun gelse de sıkılmıyorsunuz. Volkan Yalçıntoklu'nun yalın ve özgün çevirisiyle dimağlarda yeri doldurulamayacak bir tat bırakıyor eser. Her neslin okuması gereken, okumazsa ileride pişmanlık duyacağı bir yapıt. Şiddetle önerir, okumanızı dileriz.
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın KamburuVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202232,5bin okunma
181 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.