Beni bir beşik gibi sallamakta olan su, tanık olduğum çalkantılı günleri, boş sözleri, öfkelerimi, hep gerçekleştirdiğim, ama bu akşam bu küvetle, bu ılık
suyla sınırlı isteklerimi çağrıştırdı.
"Kadınlık emellerinden vazgeçmiş bütün zavallı kadınların kalbinde her türlü yoksunlukların gözyaşları susabilir; fa- kat bunlardan biri, analıktan mahrum kalmış olmak acısı, daima zehirden birer damlayla damlayan kapanmaz bir yaradır. Sanılır ki ki doğa kadınların ruhuna boş kalmaya katlanamayan bir beşik koymuştur."
Ne ayrılıklar gördü bu kalp bu yürek
Ne hasretler çekti bu akıl , bu sevda
Ne heves kaldı , ne umut ,
Şimdi boş bir beşik ,
Boş bir oda..
Loş bir ev..
Hasret hakikaten neydi ?
Boş Beşik
İlkokul ikinci sınıfta okunmaması gereken kitap. Evde bir koli Ömer Seyfettin ve Kemalettin Tuğcu kitabı vardı onlarla birlikte okumuştum. Ne gereği vardı anlamadım.