Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
128 syf.
9/10 puan verdi
Beni anlayan kitap! ÇAYLAK İLE FİLOZOF
“Hayatınızdaki en önemli iki gün; doğduğunuz gün ve neden doğduğunuzu anladığınız gündür.”
Evet, kitap Mark Twain’in bu cümlesi ile başlıyor. Ben de incelememe bu alıntıyla başlamak istedim.
Hayatımdaki en önemli günlerden biri doğduğum gün müdür bilemiyorum, ama dünyaya geldiğim güne değersiz demenin de pek doğru olacağını sanmıyorum.
Bu sözden
"Ben, Gat, Johnny ve Mirren.
Mirren, Johnny, Gat ve ben.
Bu yaz buradaydık.
Ve burada değildik.
Hem evet hem hayır."
Nereden başlamam gerektiğine dair hiçbir fikrim yok. Başlarken nedense beklentim çok yüksekti ama yine de kendimi hayal kırıklığına uğramamak için dizginlemeye çalışıyordum ki okuduğum iyi yorumları hatırladıkça körüklenen merakım beklentimi düşük tutmamda hiç yardımcı olmamıştı...
Okuduğum en en iyi psikolojik gerilimlerden biriydi. Son 30 sayfa başımdan kaynar sular dökülmüş gibi hissetmeme sebep oldu kesinlikle. Bu yorumu yazarken de aşamıyorum, belki aylar ya da seneler geçtikten sonra da bu kitabı aşamayacağım. Eğer tereddütünüz varsa artık o çekinceyi bir kenara itip okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
Aşırı akıcı, şiir tadındaydı ve yazarın duyguları somutlayış şekli çok çok hoşuma gitti.
Kelimelerin açık seçik bir şekilde dümdüz seçilmesi ve kitabın süsten uzak bir anlatıma sahip olması tüylerimi sık sık diken diken etti. Buna rağmen nasıl yaralayan ve düşündüren, akıldan çıkmayacak benzetme ve cümlelerdi onlar, bilemiyorum... Her bir kelimenin gerçekçiliğini hissettim ve buna bayıldım.
Yazarın başka kitaplarına da mutlaka şans vereceğim. Zihninizi ve kalbinizi altüst edecek bir kurgu arıyorsanız, işte, buldunuz!
9/10
Çok kötü bi kitap olduğunu düşünmüyorum ama beklentimin oldukça altında olduğunu söyleyebilirim.Evren hakkında detay çok azdı.Fantastik öğelerden daha çok romantiğe ağırlık verilmiş.Önemli olacak olaylar çok üstün körü geçilmiş.Kitabın dili çok basit geldi.Ana karakterler dışında diğer karakterlere daha fazla yer verebilirdi yazar ama vermemeyi tercih etmiş.Bu hikayeye Hades ve Persephone havası vermeye çalışmış ama bence alakası yok.Gereksiz bi benzetme çabası olduğunu düşünüyorum.Kitapta en çok sevdiğim yerler Kanca’nın olduğu yerlerdi.Keşke benimde öyle bir kurdum olsaydı.Ana karakterlere gelecek olursam, Eldas için üzüldüğüm yerler oldu ama Luella’a olan tavırlarını biraz klişe buldum.Önce çok kötü davrandı, sonra pişman olup iyi davrandı, sonra mesafe koymaya karar verdi sonunda da aşık olduğunu kabullendi.Luella’nın ise hazır cevap halleri ve kimseye kendini ezdirmeyişi hoşuma gitti.Ama Capton’a olan sorumluluk duygusu ve minnettarlığına hak versem de bunu sürekli dile getirmesi, zihninden geçirip durması bir süre sonra beni bunalttı.Kısacası, kitabı okuduğuma pişman değilim.Hafif, çerezlik bir kitaptı.Tekrar okuyacağımı veya birilerine tavsiye edeceğimi sanmıyorum.Kitaba verdiğim Puan 6,5/10
Londra Nehirleri uzun bir süredir çevrilmesini beklediğim kitaplardan biriydi. Sonunda bu kitabı okumuş olduğuma hala inanamıyorum. Benim için aşırı eğlenceli ve bitmesini istemediğim bir macera oldu. Umarım siz de kitabı okurken benim gibi hissedersiniz.
Kitabımız Peter Grant adındaki bir polis memurunun sıradışı polisiye macerasını konu
Bu kitap "rüyalarınızda bilinçli olmak için başlangıç seviyesi rehberi".
Yazar, kitabın bir yerinde rüyaları bilinçaltımızdan gelen mektuplara benzetmiş ve mektupları okumamız gerektiğini, bunu da rüyalarımızı hatırlayarak ve not ederek yapabileceğimizi söylemiş. Ve lüsid rüyalar aracılığıyla da bilinçaltımızdan bize mektup yollayanla tanışma fırsatı elde ediyormuşuz. Bu benzetme benim çok hoşuma gitti.
Çeviriden kaynaklı bazı yerlerde hatalar olmuş, cümle tamamlanmamış gibi kalmış. Bunun örneklerini kitabın sonlarına doğru daha sık görüyoruz. Ama bu okumanıza ve anlamanıza engel değil. : )
Kitabın sonunda (sayfa 195) yazar lüsid rüyasında miyopunu iyileştirdiğini söylüyor. Böyle bir şey mümkün olabilir mi?!?
Tamamen mahvolmadan önce içimdeki insanı keşfedebilirim!
Öncelikle şunu söylemem gerekiyor ki bu kitap bana yılbaşında bir arkadaşımdan hediye olarak verildi. Ben de direkt hiçbir inceleme, alıntı vb. durumları görmeksizin kitaba başladım. Kitabı bitirdikten sonra fikir sahibi olabilmek amacıyla incelemeleri okurken Dostoyevski'nin kitabı 25 günde yazdığını öğrendim. Bu yüzden bu inceleme sadece
