KILAVUZ YILDIZLAR...
- "Îmânın zarîf diyalektiğinden nasibi olmayan, bayağılığı yine bayağılığın kefesinde tartan yaratılışlar, O’nun hayatının özü olan bu müthiş mücadelenin anlamını kavrayamaz. Her şeyin pazarlığa tabi olduğu, îmânın bile kelepir fiyatına satıldığı bir çağda O, hesapsız teslimiyetle, hayatını ya her şeyden vazgeçecek ya da her şeyi kazanacak şekilde yaşadı. Hayat alternatiflerden ibaret… Hakk’ı hayata tercih etmek de öyle. Lâkin, Büyük Sanatkâr olmak farklı bir şeydir. “Allah kıskançtır.” Bazı kullarını kendine alıkoyar ve sakınır. Çünkü onlar: insanlığa kurtuluş yolunu gösterecek, “kılavuz yıldız” olarak yarattığı ruhlardır..." (MEVLÜT KOÇ, "Kılavuz yıldız olmak", Aylık Dergisi 87. Sayı, Aralık 2011'den İktibas, barandergisi.net 18 Eylül 2023)
HAYRET; SAHİBİNİ KUŞATIR!..
- "(...) İbda Diyalektiği’nin sıra dışı yapısıyla, yüzlerce yıldır teyid edilmiş kabülleri geçersiz kıldığını; harikulâde bir fikrî yapıya ve etki gücüne sahip olduğunu belirtmek. Batı merkezli Yeni Dünya Düzeni’nin attığı oltayla zihinleri yemlendikçe sahnelenen küresel oyuna inancı artan, zokayı yutacağı güne adım adım yaklaştıkça kendini
Reklam
Laiklik nedir
Anlatmak istediğim bir husus var , laiklik aslında bir siyasi tercihtir. Bu döneme kadar , 70 yıldır laikler , dincileri yok saymadılar mı ? Konuşma fırsatı dahi vermediler . Laiklik , demokrasi diyorsalar eğer , yaşayan ve inanan insanların önünü açmaları gerekiyor. İnanmayan inanmaz lafımız yok ama inançlarını aşmaya çalışmak o insana yapılan en
Bu maalesef çok doğru, doğru olduğu kadar da üzücü.🥲 Bir de şöyle bir durum vardır, sözel bölüm okuyanlara laf edilir. "Okuduğun bölüm kolay." Yaa ne demezsin, çok kolay. Bedavadan bölüm geçiyoruz.😂Arkadaş her bölümün zorluğu var. Bir bölümü okuman demen, o bölüm ile ilgili her şeyi öğrenmen demek. "Bunu tercih etme, iş bulamazsın." Bulurum ya da bulamam, o daha belli değil. Zaman gösterecek. Ayrıca belki de okuduğum sözel bölüm de geleceğin en önemli bir profesörü olurum. Sonuçta hiçbir şey net değil şimdi.😉
Ayyüce

Ayyüce

@GAyyuce
·
1ha
Edebiyat, tarih, sanat gibi alanlara dair çalışmaları hobi olarak görüyoruz. Gerçekten çok üzücü.
Kalbin yaratılış gayesinin ma'rifetullah olduğunu belirten Gazzali,bu gayeden yoksun olan kalbin hasta olduğunu ve tedaviye ihtiyaç duyduğunu ifade etmektedir.Ayrıca su ile dolmuş bir kabın içine hava giremeyeceği gibi Allah'ın dışında bir şeyle dolmuş olan kalplere de marifetullahın giremeyeceğini belirterek öncelikle kalbin masivadan temizlenmesi gerektiğine işaret etmektedir. O,bunun da ancak kalbin Allah'ı bütün arzulara tercih etmesiyle gerçekleşebileceğini belirtmektedir.Bu şekilde kişinin isteyerek ve kendi özgür iradesi ile dünyadan yüz çevirerek ahirete yönelmesi gerektiğini vurgulamaktadır.Ancak,İstenen şey ne kadar kıymetli ve değerli olursa o nispette yolları sarp ve elde edilmesi güç olur diyerek bunun kolay olmadığını,bu konuda çaba gösterilmesi gerektiğini belirtmektedir.Çabadan kastın kalbin halini yanlıştan doğruluğa, noksandan kemale değiştirmek olduğunu belirten Gazali,kalbi etkilemeyen eylemlerin amel olamayacağı ve zayi olduğu sonucuna varmaktadır.Aynı şekilde,bilinenin aksine,amacın kişinin eylemlerini değil kalbin ameli olan niyeti ıslah etmek olduğunu söylemektedir.
İhyâ-u Ulumi'd-Din (4 Cilt Takım)
İhyâ-u Ulumi'd-Din (4 Cilt Takım)
İzlediğimiz Filmler Hayatımızı Nasıl Etkiliyor?
Hangi filmleri izliyorsunuz? Kendi isteğinizle polisiye, korku ve gerilim filmleri mi izliyorsunuz? Ya da dramaları ve trajedileri mi tercih ediyorsunuz? Sevdiğiniz filmlerdeki kahramanlar umutsuz olaylar, hastalıklar, sevdiklerinin ölümüyle başa çıkma ya da iflas etme gibi durumlarda mı kalıyor? Duygularımız hayal gücünü ve gerçekliği ayırt edemez. Bilinçaltımız bu deneyimleri anı olarak depolar ve gelecekte kullanacağı bilgileri bu deneyimlerden hareketle oluşturur. Eğer bunu sık sık yapıyorsak, o zaman zihinsel ve duygusal olarak bu durumlarla boğuşur hale geliriz. Eğer bu tür filmleri haberleri ya da doğal afet ve kıtlıkla ilgili programları sık sık izliyorsak, kendimize kıtlık, yoksulluk, endişe, sıkıntı ve kaygıyla dolu büyük bir rezonans alanı yaratıyoruz demektir. Sırf 'sürükleyici' diye yoğun duygular hissedebilmek için dram veya cinayetle ilgili romanlar okuyarsak, asla kendi bedenimizi etkilemesini istemeyeceğimiz resonans alanı yaratıyoruz. Çekim yasası devreye giriyor ve gittikçe olmak istemediğimiz bir şeyle özdeşleşmiş hale geliyoruz.
Rezonans Kanunu
Rezonans Kanunu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.