Salambo, 1862'de yayımlanan, gerçekçilik akımının öncüsü olarak kabul edilen Gustave Flaubert'in tarihi bir romanı olmakla birlikte mitolojik unsurlara da yer verilmiştir. MÖ 241-237 arasında Paralı Asker İsyanıyla Kartaca'da geçiyor. Kartaca komutanı Hamilkar'ın kızına aşık olan, birçok ırktan oluşan paralı askerlerin komutanı Libyalı Matho'nun bu tutkusunu fırsat bilen, savaş esnasında Kartaca'dan kurtulmasını sağladığı Spendius isimli işgüzar bir kölenin Kartaca'yı ele geçirmek için ortalığı kızıştırmasıyla yaşanan savaşı, vahşeti anlatıyor. Aşk hikayesi zaten sönük, aslında ortada aslında bir aşk da yok; ulaşaması çok zor bir şeyi isteyen babarların hırsı tutkusu var. Eski usullerde anlaşmazlıkların ve savaşların nasıl olduğuna dair bir vizyon kazanmak için okunabilir. Eski kahramanlık hikayeleri beni fazla etkilemiyor, her zaman hırsın yamyamlık derecesine varan vahşetine de kahramanlık demek de yanlış aslında. İki tarafında karşılıklı hatalarından oluşan isyan neticesinde birbirlerinin kırılmasına yol açan olaylar silsilesi. Gustave Flaubert romanı yazmak için olayların geçtiği yerleri dolaşmış ve uzun araştırmalar sonucunda yazmış. Savaş anını an be an uzun uzun betimlemeyerek aktarmış. Dönemin dini, kültürü üzerine fazlasıyla durulmuş ve mümkün olduğunca savaş öncesini ve savaş anındaki hiçbir şeyi atlamamaya çalışarak tasvir etmeye çalışmış, bu nedenle okunması biraz zor bir eser ama hâli hazırda Kurban Bayramı vesilesiyle et, kan olayına aşina olunduğu için okumak daha kolay olabilir sonrasında içinizin kaldırması daha zor olabilir.