Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
-Ekmek! Ekmek -Ekmek! Yalnız ekmek yeter mi budalalar? Kendisi yiyordu işte, fakat yine acı içinde inliyordu. Yıkılmış aile yuvası,acılara gömülen hayatı, bir ölüm hıçkırığı gibi boğazına doğru yükseliyordu. Yiyecek ekmeği bulmak her şey iyi gidiyor demek değildi. Dünya da tadılan mutluluğu, sadece zenginliğin bir bölümü sanan hangi aptaldı? Hayır, tek güzel şey, var olmamaktı; eğer var olunuyorsa da ağaç olmak, taş olmak, daha bile az bir şey , yoldan geçenlerin topukları altında zedelenmeyecek bir kum tanesi olmaktı.
Lale çılgınlığına yol açan balon mantık, o günden bu yana bir isim edindi: “Daha da büyük budala teorisi“. Ne şekilde ölçerseniz ölçün, bir lale soğani için (ona bakarsanız, internet hisse senedi için) binlerce lira ödemek delilik olsa da, eğer daha fazlasını ödemeye hazır bir daha büyük budala var ise, bunu yapmak dünyanın en mantıklı işidir. 1636’ya gelindiğinde meyhaneler işte böyle insanlarla doluydu ve Hollanda, gittikçe artan daha budalalar sürüsünün-ani servet arzularıyla gözleri kör olmuş insanların-yuvası olmayı sürdürdükçe, asıl budalaca olan, lale ticaretinden uzak durmak olurdu.
Reklam
Budalalar Yuvası
"Alice ve ben kendi kendilerine yettikleri için başkalarından oldukça kopuk yaşam süren insanlardanız."
Sayfa 123