Bir garip adamın, hayata kendini savunma ihtiyacı hissetmeyecek kadar ayak ucunda basan garip bir adamın öyküsü. Nesnel, gerçek anlamda nesnel bir insan tutumu olabilir mi, özümüze hissettirerek anlatıyor kitap. Kahramanımız nesnel bir biçimde duygu ve düşüncelerini toplum normlarini hiçe sayarak dile getirip topluma yabancılaşıyor. Toplumun en kallavi yargı araçları olan anne-evlat ilişkisi , din, mahkemeler, cinayet, suç, evlilik konularına buz gibi bir nesnellikle yaklaşıyor, bu duygu yoksunu net tavrı ile nihayet sinir ucuna dokunduğu toplum tarafından canından ediliyor. Kitap bir şaheser, aşırı yorum içinde boğulup, düz gerçeği, yalnız düz gerçeği düşünmek istediğim bir günde tekrar okumak üzere rafa kaldırıyorum.