MEÇHUL ŞEHZADE: DELİ KURT
Olay Örgüsü
1403 yılının sonlarıdır. Üstü örtülü bir kağnı gecenin karanlığında ilerlemektedir. Genç bir atlı tedirgin bir şekilde kağnıyı yönetmektedir. Kağnıda Yıldırım Bayazıd'ın oğlu İsa Beğ'in eşi Bala Hatun vardır. Bala Hatun hamiledir. Osmanlı sipahisi Çakır Ağa onu sütanasının evine götürmektedir.
Umarsız bir gecenin koynundayım
Zihnim hapishane
Mahkûm da ben gardiyan da
Hilal idi ay yıldızsız yalın gecede
Sınırlı idi gökyüzümün duvarları vardı
Müebbet miydi cezam?
Yoksa zincirli kapı açılacak mıydı?
Roller değişilecek kapının dışındaki taksici
İçerden bir zarf
Kendime kendimden
Ay bile aynı kalmıyor idi her gün farklı tarafı ki bir tarafı hep karanlık yine de gecemizi aydınlatıyor karanlığı katlanılabilir kılıyor
Işık
Karanlık
Kraterler
Gözyaşı damlası, dolup taşan gökkuşağı
Nefes al ver uyu gez çalış tanış hapishanenin surları yıkılıyor az kaldı...
Mühürlü bir dünyanın kapıları açılıyor bu gece.
Çalsın davullar , kadehler dans etsin,sen huzur veren bir taş plak ol..
Bu gece öyle bir gece ki ,
Bu gün kışın en çetin günü,
Bugün olanaksızlar olanaklı,
Fahişeler dindar, ırgatlar patron,dindarlar hayat insanı olmuş.
Bu gece tüm şehir çığlık çığlığa.
Herkes şanına yakışır şekilde bu günü kutluyor
Şahmerdanlar gömmektedir şimdi
aşkımızın göğsüne
yadırgı hüzünleri
kaypak bir çamur olan mayamız
kinle bereketlenmektedir.
Uyuyan bebekleriyle
üşüyen köpeklerini bir yana bırakıp
Zaten ansızın bir başlamaydı düşünsene, bizim dışımızda herkesin gördüğü bizimse hiç aklımızda yokken yıldızlı bir gecede gönül takasını ansızın yapmakla başlamadı mı, ayın hilali yeni bir ay yeni bir biz oluşumuz gibiydi