Mevsim ilkbahar olsa da ben size bir sonbahar masalı anlatacağım bugün. Hem zaten mevsimin ne önemi var, kimimizin içi yaz, kimimizin kış değil mi? Neden mi sonbahar? Çünkü aşkın da ayrılığın da mevsimi. Sanırım kitap hakkında ufak bir ipucu vermiş oldum.
Zehra, yaşadığı travmatik iki ilişki sonrası bir nevi tükenmiş ve gelecekten ne beklediğini bilmediği bir dönemdedir. Aslında Kıbrıs'lı olan Zehra İngiltere'de yaşamaktadır. Bir gün iş yerine bir mektup gelir. Mektupta büyükannesinden kendisine Mayi Adası'nda bir ev kaldığı söylenir. Fakat ailede kimsenin bu evden haberi yoktur. Hatta evi bırakın adadan bile kimsenin haberi yoktur. Bunun üzerine bu evi merak eden Zehra Mayi Adası'na gider. Bu evde onu büyük bir sır beklemektedir. Bu sırların ortaya çıkması ile birlikte Zehra da kaçtığı tüm gerçeklerle yüzleşmeye başlar.
Bazen ufak kıvılcımlar insanın içindeki ateşi tekrar yakmaya sebep olabiliyor. Hikayede de aslında Zehra'yı atağa geçirecek sebepler var. Bazı hesaplar sorulmalı ve yarım kalmamalı ki insanın içi soğusun. Zehra İngiltere, Mayi Adası ve Kıbrıs arasındaki yolculuğunu yine anavatanına dönerek tamamlıyor. Bu güzel yolculuğu ve bu yolda neleri kaybedip, kazandığını okumanızı öneriyorum. Aşklar, hayal kırıklıkları ve dostlukların anlatıldığı bu sıcacık hikayeyi sizlerin de beğeneceğine eminim.
Keyifli okumalar dilerim...
