Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İyi Okumalar dilerim
Selamün aleyküm değerli okurlar Wattpad e yazdığım kitabı sizler de okuyun diye buraya yazdım kitap değil bu hayatınıza bir nebze de olsa dokunmak için böyle bir kitap yazdım okuyup değerli yorumlarınızı bekliyorum değerli vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ediyorum ☺️ BİR ENGELLİNİN EVLİLİK HAYATI Her sağlıklı birey gibi engelli
“Ben bu çağa uymadım.. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yaşadığı devirde yaşasam, Onun ﷺ ashâbından olsaydım. Yahut en azından tâbiînden, ashâbın ashâbından kılınsaydım..” diyoruz. O zamanda yaşasak o zamanın İslâm’ına ne kadar îmân edebilirdik acaba? Ahlâkımız Nebî’nin -sallallahu aleyhi ve sellem- ahlâkına, örtünmemiz sahâbe hanımlarının örtüsüne ne kadar benzerdi? Yahut Rasûlullah ﷺ’in tebliğ ettiğine/Vahy’e ittibâmız nasıl olurdu? Biri O’ndan ﷺ işittiği bir sünneti bildirdiğinde “Filân senin sünnetinden yüz çeviriyor Ey Allah’ın Rasûlü” diye Nebî’ye ﷺ haber verilen biri mi olurduk yoksa? Bu gününe bak. Giydiğine, yediğine, yaşadığın eve, konuşma uslûbuna.. Şimdi bir daha söyle “Ben bu çağa göre değilim, Rasûlullah ﷺ ile birlikte olmayı ne de isterdim!” Kavlin ve fiilin, niyetine uyuyor mu? O’nun ashâbı olmaya lâyık olabilir miyiz? Amel, îmân ve zuhdümüz(dünyaya nefret ve âhirete rağbetimiz), bizi o çağın Mu’minlerinden kılabilecek güce ve kuvvete sâhib mi? Biz şu andan sorumluyuz. ‘Şimdi’den. O yüzden bilelim; O’nun ﷺ Sünnetine ittibâmız bugün ne ise, geçmişte de aynen öyle olurdu. Ama -meâzAllah!- sakın bugünün ‘evinde takvâ sâhibi dışarıda mulhidi’ olma, yoksa soyunu İbn Selûl’a intisâb etmiş bulursun.. Ne o asırda ne de bu asırda kazanamayanlardan olmayalım.. Her birimiz nefsini tanıyor. O hâlde mertçe nefislerimiz aleyhine hükmedelim!: Biz, ıslâh olmaya muhtâcız. 28 Şevvâl 1443
Reklam
Baruch Spinoza
"Dua etmeyi ve boşuna göğsüne yumruk atmayı bırak! Yapmanı istediğim tek şey, dünyaya çıkıp hayatının tadını çıkarmandır. Eğlenmeni, şarkı söylemeni ve senin için yaptığım her şeyin tadını çıkarmanı istiyorum. Kendi inşa ettiğin tapınaklara gitmeyi de bırak. Oraların benim evim olduğunu söylüyorsun! Benim evim dağlarda, ormanlarda,
-Ne tuhaf değil mi? -Tuhaf olan şey ne? -Herşey; herhangi birşey. -Felsefenin dozunu yine kaçırdın galiba. -Kaçırdığım birşey varsa bunca zaman farkına varmadan geçen mucizevi anlar olmalı. -O konuda kesinlikle hak veriyorum sana ama bence kaçırdığın birşey daha var. -Neymiş o? -Ne olacak aklın. -Yok ya! -Yaa! Millet aklını peynir ekmekle yer sense felsefeye banarak yemişsin. Kaç defa söyledim felsefeye bu kadar yüklenme diye. Arada başka şeyler de oku. Klasik bir roman olabilir mesela. -Bana içerisinde felsefi izler barındırmayan tek bir klasik eser söyleyebilir misin? -Söyleyemem belki. Pek çok kategoride eser miktarda da olsa felsefe mutlaka vardır ama edebiyatta en azından saf felsefi eserler kadar yoğun değildir. Felsefi romanların içinde felsefe türlü olay örgüleriyle kurgulanmış bir hayatın içinde bir sis bulutu gibi dağılıp gider. Bir de romanımsı felsefi eserler vardır ki felsefenin mi edebiyata yoksa edebiyatın mı felsefeye baskın çıktığını asla kestiremezsin. Zaten kestirmen de gerekmez ama kendini hiç tahmin bile edemeyeceğin konuların peşinden sürüklenip giderken bulursun. O yüzden bu soylediklerimi fazla ciddiye alma. Normal ve makul ölçüler için de kalmaya gayret et. Fırsatını buldukça gül, gülümse. Gülmek için fırsatlar ara.
Cahillik, bilgisizlik, insanlık ve hayırlı kötülük
Benim cahillik anlayışım okumamış olan değil. Cahil, benim için sürdüğü hayattan bir şey öğrenememiş olandır çünkü insan olmak, ahlâklı olmak, doğruyla yanlışı ayırt etmek vs. asla ders kitaplarıyla sınırlı değil; birini düşündüğünde onu mutlu ettiğini görüyorsun, birine kızdığında onu korkuttuğunu ya da üzdüğünü görüyorsun, sevdiğin bir insanı
Beni çağırdı diye gitmiştim aşkın peşinden Aldanıp sesine izledim onu Hangi fedakarlığı istediyse yaptım Sevgisine diyet hangi acıyı istediyse tattım Son bir umuttu aşk benim için Usanmadan peşinden koştum Ve onu gördüm, aşık oldum Çağırdığında baktım Konuştuğunda inandım Oysa göremedim Kirpikleri ardına gizlenmiş Kılıçları, hançerleri, okları Taç giydirir demişlerdi Benim tahtımı yerle bir etti aşk..... Huzur bulursun demişlerdi Gönül yurdumu tarumar etti aşk Sonunda ben de anladım Ne sahip olunurmuş aşka Ne de kendine sahip olunsun istermiş aşk.
Reklam
Aşk, Beni çağırdı diye gitmiştim aşkın peşinden. Aldanıp sesine izledim onu. Hangi fedakarlığı istediyse yaptım. Sevgisine diyet hangi acıyı istediyse tattım. Son bir umuttu aşk benim için. Usanmadan peşinden koştum. Ve aşkı gördüm. Aşık oldum. Çağırdığında baktım. Konuştuğunda inandım. Oysa görmedim.. Kirpikleri ardına gizlenmiş kılıçları, hançerleri, okları.. Taç giydirir demişlerdi, benim tahtımı yerle bir etti aşk. Huzur bulursun demişlerdi, gönül yurdumu tarumar etti aşk. Sonunda ben de anladım. Ne sahip olunurmuş aşka, ne de kendine sahip olunsun istermiş AŞK
Ve ben bu gece sende kayboluyorum. Hayatsız bir adam olarak hemde. Anılar hala mıh gibi aklımda. Her geçen gün daha silikleşerek. Korkuyorum. Bir gün unutursam diye. Ve sen yoksun. Uzaklarda bir yerde herşeyden habersiz yelken açmışsın. Ruhumda ki infiali hissediyorum. Ve şimdi yüzün dahi aklımda değil. Yavaş yavaş ölüyorsun. Ama her gün ruhumda yeniden doğuyorsun. Umuyorum ki bir gün huzur bulursun. Ve ruhunda ki infial son bulur. Beni düşünme. Bir nefes kadar uzağında olacağım. Başka bir hayatta en güzel halinle... youtu.be/i3AtRBlRQ-I?fea...
Beni çağırdı diye gitmiştim aşkın peşinden Aldanıp sesine izledim onu Hangi fedakârlığı istediyse yaptım Sevgisine diyet hangi acıyı istediyse tattım Son bir umuttu aşk benim için Usanmadan peşinden koştum Ve onu gördüm, aşık oldum Çağırdığında baktım Konuştuğunda inandım Oysa göremedim Kirpikleri ardına gizlenmiş Kılıçları, hançerleri, okları Taç giydirir demişlerdi Benim tahtımı yerle bir etti aşk Huzur bulursun demişlerdi Gönül yurdumu tarumar etti aşk Sonunda ben de anladım Ne sahip olunurmuş aşka Ne de kendine sahip olunsun istermiş aşk
754 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.