Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Parıltılar ve Kanayan Yıldızlar
Aşk daha yüce bir manaya sahip. Herkes bir eksikle gelir dünyaya, Bir başkası o eksiği tamamlayabilsin diye. Eğer yeterince şanslıysan onu bulursun. Değilsen o eksikle Yaşar ve orayı doldurmak için elinden geleni ardına koymazsın.
Sayfa 515 - ArınKitabı okudu
Ne insanları? diye bağırdı. Soyguncular, iftiracılar, hainler mi? Merak etme, böylelerini her yerde bulursun.
Reklam
-Ne tuhaf değil mi? -Tuhaf olan şey ne? -Herşey; herhangi birşey. -Felsefenin dozunu yine kaçırdın galiba. -Kaçırdığım birşey varsa bunca zaman farkına varmadan geçen mucizevi anlar olmalı. -O konuda kesinlikle hak veriyorum sana ama bence kaçırdığın birşey daha var. -Neymiş o? -Ne olacak aklın. -Yok ya! -Yaa! Millet aklını peynir ekmekle yer sense felsefeye banarak yemişsin. Kaç defa söyledim felsefeye bu kadar yüklenme diye. Arada başka şeyler de oku. Klasik bir roman olabilir mesela. -Bana içerisinde felsefi izler barındırmayan tek bir klasik eser söyleyebilir misin? -Söyleyemem belki. Pek çok kategoride eser miktarda da olsa felsefe mutlaka vardır ama edebiyatta en azından saf felsefi eserler kadar yoğun değildir. Felsefi romanların içinde felsefe türlü olay örgüleriyle kurgulanmış bir hayatın içinde bir sis bulutu gibi dağılıp gider. Bir de romanımsı felsefi eserler vardır ki felsefenin mi edebiyata yoksa edebiyatın mı felsefeye baskın çıktığını asla kestiremezsin. Zaten kestirmen de gerekmez ama kendini hiç tahmin bile edemeyeceğin konuların peşinden sürüklenip giderken bulursun. O yüzden bu soylediklerimi fazla ciddiye alma. Normal ve makul ölçüler için de kalmaya gayret et. Fırsatını buldukça gül, gülümse. Gülmek için fırsatlar ara.
Gelen mesajdaki ismi görünce dudaklarım kıvrıldı. ‘Edepsiz Lacivert’ "Bakıyorum da çok çabuk arkadaş edinmişsin." Dudaklarım alayla kıvrılırken cevap yazdım. "Hangisinden bahsediyorsun?" "Birlikte yemek yediğin kızdan." "Sinem mi?" diye yazıp hızlıca yolladım. "Sinem Seyhan. Yirmi yaşında. Tıp fakültesi ikinci sınıfta okuyor. Okulun yurdunda kalıyor. Anne ve babası üst düzey asker. Başarılı bir öğrenci. Herhangi bir suç kaydı yok." Mesajı görünce şaşkınlıkla havalanan kaşlarım muzur bir düşünceyle eski haline döndü. "Araştırmanı iyi yapmışsın. Rica etsem Onur'u da araştırır mısın?" Sinsi sinsi sırıtarak mesajı yazıp yolladım. "Onur kim?" "Sen bulursun!" diye cevap yazarken gülüyordum.
Ah gençlik! Hiçbir şey umursadığın yok senin. Sanki dünya nimetlerinden faydalanman sona ermeyecekmiş gibi... Kedere, acılara, aldırdığın yok, onlarda bile hoş bir yön bulursun. «Ben yaşıyorum ya !..» diye böbürlenirsin. Çünkü günlerin nasıl yıldırım hızıyla ardı ardından koştuğunun farkında değilsin şimdilik.
denizi ve ormanı, açlığı ve başkaldırmayı ayırmadın bırakılmış bir köşe başının en güzel tanımıdır adın seversin diye söylerim her şeyi, sana uygun olsun çünkü her şeyin birbirine uygununu sen bulursun gel ellerini ver en güzel ellerini öyle ruhum, ateş yüreğim, kokum, birlikte öyle
Sayfa 66
Reklam
seversin diye söylerim her şeyi, sana uygun olsun çünkü her şeyin birbirine uygununu sen bulursun
Sayfa 66 - YKYKitabı okudu
Cahillik, bilgisizlik, insanlık ve hayırlı kötülük
Benim cahillik anlayışım okumamış olan değil. Cahil, benim için sürdüğü hayattan bir şey öğrenememiş olandır çünkü insan olmak, ahlâklı olmak, doğruyla yanlışı ayırt etmek vs. asla ders kitaplarıyla sınırlı değil; birini düşündüğünde onu mutlu ettiğini görüyorsun, birine kızdığında onu korkuttuğunu ya da üzdüğünü görüyorsun, sevdiğin bir insanı
Her işine, Türk'üm; onun için yaşıyorum, onun için yapıyorum diye başlarsan sana lüzumlu kuvveti, kabiliyeti, damarlarındaki kanda bulursun.
Sayfa 166
Beni çağırdı diye gitmiştim aşkın peşinden Aldanıp sesine izledim onu Hangi fedakarlığı istediyse yaptım Sevgisine diyet hangi acıyı istediyse tattım Son bir umuttu aşk benim için Usanmadan peşinden koştum Ve onu gördüm, aşık oldum Çağırdığında baktım Konuştuğunda inandım Oysa göremedim Kirpikleri ardına gizlenmiş Kılıçları, hançerleri, okları Taç giydirir demişlerdi Benim tahtımı yerle bir etti aşk..... Huzur bulursun demişlerdi Gönül yurdumu tarumar etti aşk Sonunda ben de anladım Ne sahip olunurmuş aşka Ne de kendine sahip olunsun istermiş aşk.
Reklam
Gılgamış Destanı, Ölümsüzlük, Yılanların Deri Değiştirmesi:
Pekala," demiş Utnapiştim, "Sana bir şans daha veriyorum. Eğer okyanusun dibine kadar yüzebilirsen orada dipte yetişen büyülü bir bitki bulursun. Onu koparıp yediğin takdirde, tekrar gençliğine kavuşursun:' Gılgamış hemen fırlamış, ayağına bir taş bağlayıp okyanusa atlamış. Dibe kadar batmış. Orada büyülü bitkiyi bulmuş. Bitkiyi koparıp, okyanus yüzeyine kadar yüzmüş ve evine doğru olan uzun yolculuğuna başlamış. "Eve gittiğimde;' diye düşünmüş, "Bitkiyi yerim ve böylelikle sonsuza dek yaşarım:' Ancak bir gece Gılgamış uyurken bir yılan sürüne sürüne ona yaklaşmış ve bitkiyi bulmuş. Bitki çok güzel koktuğundan yılan bitkiyi yemiş ve anında gençleşmiş. işte bu yüzden yılanlar deri değiştirirler. Yaşlanmaya başladıklarında, buruş buruş olmuş eski derilerini atıp tekrar gençleşirler.
"Hayır, ben rica ediyorum. Birey olarak ortaya çıkmadıkça, uyuşuk felsefemizden vazgeçmedikçe ve tek tek katkılarımızı insanlarımızdan esirgedikçe bizi kim değiştirebilir? Belki sen de Dünya Bankası'ndan kredi almamızı bekliyorsundur." "Bu işlerden pek anlamam," dedi delikanlı. "Önemli değil," dedi profesör. "Hemen öğretirler bunları sana. Bir üniversiteye gir bakalım, işlerin neden yapılmaması, yürütülmemesi gerektiği hakkında çok akıl hocası bulursun. Ve memleketin haline öyle üzülmeye başlarsın ki üzülmekten başka bir şey yapmaya gücün kalmaz. Ülkeyi kurtarma heyecanından tıkanıp kalırsın." Genç adam sordu: "Peki ne yapmalı?" "Hiçbir şeyin aslını merak etmemeli. Formülleri ezberlemeli ve bu formüllerin problemlere nasıl uygulanacağını, geçen yıllarda sorulmuş imtihan sorularını gözden geçirerek iyice bellemeli ve imtihandan bir gün sonra hepsini unutmalı. Belki böylece hayata dinç ve yıpranmamış bir kafayla atılırsın ve elektrik üretiminin artırılması konusunda ilginç tekliflerde bulunarak memleketinden milletvekili adayı olursun." Delikanlı, "Benimle ciddi konuşmuyorsunuz," diye sızlandı. "
Sayfa 67
264 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Koku
Orj. Adı: Das Parfum KOKU Bi koku ne ifade eder? Yada ne kadar anlamlı bulursun kokuyu? Farkında mısın hissettirdiği duyguların, verdirdigi kararların? Abartıyor muyum? Peki kaçımız,bir kokuyla birilerini,biryerleri,birseyleri hatırlıyoruz? Anlamlı değilse,neden yıllar sonra yüzünü unuttuğumuz o kişi,bir kokuyla karşımızda dikiliveriyor.
Koku
KokuPatrick Süskind · Can Yayınları · 201921,9bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.