Gözlerinizi kapattığınızda sonsuz sayıda kitaplardan oluşan bir kütüphanede hayal edin kendinizi. İstediğiniz her kitaba uzanabilecek ve okuyabileceksiniz ama şöyle bir durum var ki, o kitapların hepsi aslında bizim paralel evrenlerdeki alternatif yaşamlarımızın yazılmış hali ve kütüphane de yaşam ile ölüm arasında kurulmuş uçsuz bucaksız bir araf. Belki de sonsuzluktan önceki dinlenme yeri.
İhtimaller söz konusu olduğunda insanın içinde biriken umut kişiye çok fazla seçenek şansı veriyor. Ne de olsa ihtimaller dahilinde neredeyse her şey mümkün öyle değil mi? Hiç düşündünüz mü, bir gün yolda ilerlerken sağ yerine sola dönerek yolunuzu değiştirseydiniz, canınızın yapmak istemediği bir şeyi kalkıp yapsaydınız, üniversitede aklınızda kalan öteki bölümü okusaydınız veya sizi üzmekten çekinmeyen birine duyması gerekenleri söyleseydiniz hayatınız ne kadar farklı olurdu?
Ah pişmanlıklar… Hayatımızın büyüklü küçüklü ölçüsü hiç fark etmeden her döneminde var olan ve istisnasız hepimizin üzüntüyle anımsadığı, keşke dediği veya kafasında peki ya böyle yapsaydım/deseydim gibi ikilemlere düştüğü anlar (!) Şimdi sıkı durun. Kütüphane size bu pişmanlıklardan kurtulma fırsatı veriyor. Evet, pişman olduğun ve yapsaydın hayatın nasıl farklı yol alırdı bunu görme imkan sunuyor. Başka bir evrende, en güzel haliyle … Peki siz hayatınızı tekrar tekrar ama farklı versiyonlarıyla yaşamak ister miydiniz?