"İnsan beyni ve vücudu keskin değişimlerden nefret eder. Eger bir değişim yapacaksan bunu vücudun denge şartları içerisinde (homeostasis) uzun bir döneme yayarak ve alışkanlık haline getirerek yapmalısın."
Oysa dünya o kadar büyüktü ki sizin için sıradan olan bir anın, başkası için en sıradışı deneyimin yaşanacağı bir ana denk gelme ihtimali kaçınılmazdı.
“Ölmek nasıl bir ansa yaşamak da bir an. …kendine sorarsın: Ben kimim? Şüpheler olmadan yaşayabilseydim neler yapardım? Haksızlığa uğrama korkusu olmadan yaşayabilseydim? Acıdan korkmadan sevebilseydim? Yarın o tadı nasıl özleyeceğimi düşünmeden, bugünün tadını çıkarabilseydim? Zamanın geçişinden ve sevdiklerimi benden çalabileceğinden korkmamış olsaydım? Evet. Ne yapardım? Kimleri umursardım? Ne için savaşırdım? Hangi yollarda yürürdüm? Nelerden haz alırdım? İçimdeki hangi gizemleri çözerdim? Kısacası, nasıl yaşardım?”