#cengizaytmatov bu kitap hakkındaki bir yazısında "Beyaz Gemi'deki 'adsız oğlan', sadece benim yetiştiğim döneme mahsus bir tip değildir. Geleneğinden ve köklerinden
kopartılmış nesillerin, dünyanın her tarafında yaşadıkları ve yaşayacakları büyük trajedinin kahramanlarından biridir. Dunyada her zaman vardı ve var olacaktır 'adsız oğlan'lar. Ben Beyaz Gemi 'de bu kayıp nesillerin dramına işaret etmek
istemiştim." demiş. Kendisinin, babasının Stalin emriyle kurşuna dizildiğinde 10 yaşında küçük bir çocuk olduğunu önceden bilmiyordum. Yaşadığı 'büyük trajediyi" öğrendiğimde Beyaz Gemi daha çok üzdü beni. Aytmatov' u babaannesi Ayıkman Hanım Manas Destanından hikayeler anlatarak büyütmüş. Bu kitaptaki "çocuk" ise annesi ve babası tarafından terkedilmiş. Bir adı olmayan bu çocuğu ise onu seven tek kişi olan dedesi efsanelerle büyütüyor; ona geleneği, köklere bağlılığı, inancı bu efsaneler yoluyla aktarıyor. Masumiyetin, saflığın temsili çocuk; kökleri, inancı, değerleri, iyiliği simgeleyen dede; cehaletin, umarsızlığın, haksızlığın, sistemin, köksüzlüğün insan hali Orozkul ve hem parti üyesi olan hem de aynı zamanda Kırgız kültürüne bağlı olan Kulubek.. İyinin, kötünün, geleneğin, yeniliğin çatışması.. Kaosun getirdiklerini, savaş sonrası acıları dokunaklı bir hikayeyle anlatmış Cengiz Aytmatov. Beyaz bir gemi umuda dair duygular uyandırıyor olsa da bende, artık hep hüzünle anımsıyor olacağım.