"Onun ayağının altındaki toprağı, başının üstündeki havayı, dokunduğu her şeyi, söylediği her kelimeyi seviyorum. Her bakışını, her hareketini, onu bütünüyle, tümüyle seviyorum."
"O benimle ilgilenmemiş olsa da gerçek bir tanrıçaydı. Aşkımı asla dile getirmemiştim ama bakışların bir dili varsa, dünyanın en aptal insanı bile benim bakışlarımdan ona deli gibi aşık olduğumu anlayabilirdi. Sonunda o da anladı, bakışlarıyla karşılık verdi. Hem de bakışların en tatlısıyla, ya ben peki ne yaptım? Sıkılarak itiraf edip, buz kesilip tıpkı bir salyangoz gibi kabuğuma çekildim. Her bakışım diğerinden biraz daha soğuk, biraz daha uzaktı."