Tüketici özne siyasal özne olur mu? -Olmaz
Günü­müz tüketicileri, çevrelerinde gerçekleşen gösterilerin etkin katıla­nı değil daha edilgin gözlemcileri olarak görülür.
Sayfa 227 - Ayrıntı, 2000.Kitabı okudu
Weberci kuram, tüketim katedrallerinin, hep birlikte ele alındığın­da, kaçılması olanaksız değilse zor olan akılcılaştırılmış bir demir kafes yarattığı görüşüne varır. Bu kafes, ticari baskılardan uzak bir yer bulmayı umut etmenin yararsız ya da yararsıza yakın olacağı tümüyle metalaşmış bir dünyadır. Bu görüşü, yeni tüketim araçları­nın çeşitliliği, özellikle evimize kadar gelmesi destekliyor, öyle ki evde bile insan tüketim olanak ve baskılarından kaçamıyor.
Sayfa 230 - Ayrıntı, 2000.Kitabı okudu
Reklam
Tüketim katedralleri, tüketicileri kendilerine çekip paralarını almak üzere oluşturulmuş büyük sahneler olarak görülebilir. Çalışanlar giderek kostümler giyinmiş ve önceden belirlenmiş konuşmalar yapan ak­törler haline geliyor. Tüketiciler hiç değilse katedralde bulundukla­rı süre içinde şovun bir parçası olduklarını hisseder hale getirilmiştir.
Sayfa 235 - Ayrıntı, 2000.Kitabı okudu
Veblen’in Gösterişçi Tüketim Kuramı
Sosyal sınıfla tüketim arasındaki ilişki konusunda en kalıcı kuram­lardan biri, Thorstein Veblen' ın gösterişli tüketim kuramıdır. Yir­minci yüzyıl başında Veblen çeşitli malları (hizmetler Veblen'in döneminde fazla önemli değildi, ama aynı fikir onlar için de geçer­lidir) tüketme motivasyonunun geçim değil, insanlar arasında kıs­kandırıcı farklılıklar için zemin yaratma olduğunu ileri sürdü. Bu tür mallara sahip olmak, sahip olanlara daha yüksek konum suna­caktı. Hangi malları tüketeceklerine karar verirken insanlar nihai olarak tabakalaşma sisteminin en tepesindeki sınıfın davranışını taklit eder. Bu sınıfın beğenileri sonunda tabakalaşma hiyerarşisin­ de aşağıya iner ve birçok insan tabakalaşma sisteminde hemen üstlerinde yer alan sınıfın elindekileri taklit eder olur.
Sayfa 249 - Ayrıntı, 2000.Kitabı okudu
Ritzer’den tokat gibi analiz
Etiketleri göze çarpıcı derecede sergileyen giysiler (ve birçok başka şey) giymeye yönelik bu dikkat çekici eğilim "yorum, yo­rum" diye bağırır. Tükettiğimiz mallarla ilgili işaretleri sergileme konusunda örtüklük kesinlikle ortadan yok olmuştur. Çoğumuz çevremizdekilerin giydiğimiz giysileri "okuyabileceği"ne tam gü­venemeyiz sanki. Hiçbir şeyi oluruna bırakmayız; etiketleri giysi kollarının üstünde taşırız. Paradoks şu ki, artık işaret okuru olarak kimseye güvenmiyor gözükmemize karşın, aslında hepimizin daha sofistike ve duyarlı işaret okuru haline geldiğimiz de bir vakıadır. Etiket taşımak, düşmanın fazlasıyla üstesinde gelebilecek askeri olanaklar gibi görünür, ama tüccarlar açısından bunun hiçbir sakın­cası yoktur, çünkü geçmişte bu tür bir reklam karşılığında ödeme yapmaları gerekiyordu (örneğin Sandviç kartonları takarak so­kaklarda yürüyen insanlar). Aslında bu, geçmişte çalışanların gördüğü işi müşteriye parasız yaptırmanın başka bir örneğidir.
Sayfa 251 - Ayrıntı, 2000.Kitabı okudu
Kadim anlam sorusu
Tüketim toplumu, tüketicilik, tüketim katedralleri ve metaların başdöndürücülüğü sürekli artan çeşitliliği konusunda kaygı duyanların hakiki kaygıları ve verilecek birçok savaşları var, ama en acil konu, giderek tüketimle tanımla­nır hale gelen bir toplumda daha anlamlı bir yaşamın nasıl sürdürü­leceği.
Sayfa 260 - Ayrıntı, 2000.Kitabı okudu
Reklam
127 öğeden 171 ile 127 arasındakiler gösteriliyor.