"Bütün organize dinlerin ortak bir sorunu vardır, ki bu zayıf nokta sayesinde onları hedeflerimize uygun şekilde kullanabiliriz: Gerçek vahiyleri sahtelerinden nasıl ayırt etmeli?"
"Din ile siyaset aynı arabada gittiğinde, sürücüler karşılarında hiçbir şeyin duramayacağını sanır. Dümdüz gider, hızlandıkça hızlanırlar. Engelleri tamamen göz ardı eder, körlemesine gidenlerin uçurumu çok geç fark edeceğini unuturlar."
"Hiçbir zaman hakikati tümüyle kavrayamayacak olan türümüzün, korkularının, beklentilerinin, umutlarının üç bin yıl önce din biçiminde dışa vurumuydu. Aslında aynı süreç şu anda işliyor. Farklı dinler, farklı tanrılar, farklı ritüellerle. Hala hakikati kavramaktan yoksun olan insan, hayat denilen bu olağanüstü mucize ile başa çıkamayınca, kendine bir koruyucu istiyor, kaderini yazacak kudretli bir varlık, ona mutluluğu armağan edecek kutsal bir senarist. Yeryüzündeki en kıymetli olgunun hakikat olduğunu kavrayıncaya kadar da korkarım hep böyle devam edecek."
Böylece, Dantes, üç ay önce sadece özgür olmayı isterken artık özgür kalınca en çok zenginliği ister olmuştu; bu Dantes'in yanlışı değildi, bu, insanın gücünü sınırlarken ona sonu gelmez istekler veren Tanrı'nın yanlışıydı!