Eren Yerlikaya
@byerenyerli
Fotoğrafçı, bilgisayar programcısı, grafik tasarımcı, post prodüksiyon, youtube ve web için içerik üreticisi. Arada yazar...
692 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
Ölüme mahkûm edilmiş birinin, ölümünden bir saat önce, yüksek bir kayanın üzerinde, ancak ayakta durabilecek kadar dar bir çıkıntının üzerinde yaşamak zorunda kalsaydı ve okyanus, sonsuz karanlık, sonsuz yalnızlık, çevresinde sonsuz fırtına, tüm hayatı boyunca, bin yıl, sonsuzluk boyunca bir avlu kare üzerinde durmak zorunda kalsaydı, böyle yaşamak bir anda ölmekten daha iyiydi. Sadece yaşamak, yaşamak ve yaşamak! Hayat, ne olursa olsun!
“Yalnızca var olmak ona hiçbir zaman yeterli olmamıştı; hep daha fazlasını istemişti. Belki de kendisini diğerlerinden daha fazlasına izin verilen bir adam olarak görmesinin tek nedeni arzularının gücüydü.”
"Anlıyor musunuz bayım, kesinlikle gidecek hiçbir yerinizin olmamasının ne anlama geldiğini anlıyor musunuz?" Birden aklına Marmeladov'un sorusu geldi "çünkü herkesin gidecek bir yeri olmalı..." - Fyodor Dostoyevski,
Okur Takip Önerileri
"Mantık başarısız olduğunda, şeytan yardım eder!"
“Geniş bir zeka ve derin bir kalp için acı ve ıstırap her zaman kaçınılmazdır. Bence gerçekten büyük adamlar dünyada büyük bir üzüntüye sahip olmalılar.”
Düşlere dalıp gitmek bazen ne kadar iyi bir şeydir.
"Madem gidecektin, ne halt etmeye geldin?"
Niçin ağladığını sordum. Yaram sızlıyor dedi. Dağlamak için yanına indim. Yaram gözükmez, gönül yarası dedi.
Bu sevgi bir savaştı. Savaş olduğu için de kıyasıya bir uğraşma, karşı taraf ne kadar kuvvetli olursa olsun sonuna kadar bir didişme gerekti. Sevdiğini söylemek teslim olmak demekti. Hiç insan son kozlarını oynamadan yenilmeyi kabul eder, teslim olur mu?
Hiçbirimiz olmasaydık Kurtuluş Savaşı'nı Atatürk gene başarırdı. Ama o olmasaydı hiçbirimiz onun yaptığını yapamazdık.
“ Peki siz neden sadece normal ve olumlu şeylerin, yani refahın insanlara yarar sağlayacağına bu denli ciddi inanıyorsunuz? İnsanoğlu rahatlıktan başka bir şeyi daha seviyor olamaz mı? Belki acıyı da seviyordur. Belki onun için acılar da refah kadar yararlıdır. İnsanoğlu bazen acıyı da sever. Tutkuyla sever hem de! Bu inkâr edilemez bir gerçektir. Bunu kanıtlamak için dünya tarihine başvurmaya gerek yok. Kendinize bir sorun. Siz de insansınız, bütün bunları yaşadınız. Benim kişisel görüşüme göre sadece refaha düşkün olmak sağlıklı bir şey değildir. Sonu iyi ya da kötü olsun bazen kırıp dökmek gerekir. “
“ İnsanın geçmişinde dostlarından başka hiç kimseye anlatamayacağı şeyler vardır. Bir de dostlarına bile anlatamayacağı, sadece sır olarak kendisine saklayacağı şeyler vardır. Ama öyle şeyler vardır ki, insan kendisine bile söylemekten korkar. Her saygıdeğer insanın kafasında böyle birkaç şey olur. Saygıdeğerliği arttıkça bu şeylerin sayısı da artar. “
Ama en bayağı olanı, kendimi size karşı haklı göstermeye çalışmam.
Kötü biri olmamak bir yana, herhangi bir şey olmayı da beceremedim: Ne kötü ne iyi, ne alçak ne namuslu, ne kahraman ne de haşerenin biriyim. Şimdi bir yandan köşemde pinekliyor, bir yandan da acı, faydasız bir teselliyle avunuyorum: Zeki insanlar asla bir baltaya sap olamaz, olanlar yalnız aptallardır.
Değişim olmadan içimizde bir şeyler uyur ve nadiren uyanır. Uyuyan uyanmalı.
