Şiirlerim çağın ötesinde
Ben çok gerisinde
Şiirimi üçüncü sınıf devletin en ucuz okullarında
Anca bir çaba ile buraya getirdim
Gazete kağıdı ile defter kaplanan
Tostu gazete kağıdına
Sarılıp
Eşitsizlik ve iğrençliğin
En aşağı tabakasından
Tek sigara satılan yıllardan gelirim
Sefillik ve cehaletin
İç içe geçtiği
Şimdi
O yıllardan daha beter
Bir çağda hala şiir yazıyorum
Kendini ifade etmenin suç ve ayıp
Sayıldığı çağda
Ben herhalde insanlık suçu işliyorum
KİTAPLA İLGİLİ YAZIM VE PROJEM. GAYE DİLEK GEZER
KİTAPLAR ÖLMESİN (DON’T LET THE BOOKS DİE)
Sadece canlılar mı ölür, peki ya kitaplar? Kitapların da bir ruhu yok mudur?
Kitap sektörünün ve yayıncılığın zor günler geçirdiği günümüzde, acilen bir şeyler yapılmazsa eğer kitaplar ölecek ve kültür büyük bir darbe görecektir. Kitapların ölmesi demek, toplumun hafızasının ölmesi demektir ki bu
Yaşadığımız çağın bir suçu yok. Yaşadığımız çağı güzel yada kötü kılan orada yaşayan insanların karakterleridir.
Bu çağa aitiz,herşeyimizle ..
Eğer çağ da yanlışlık var ise...
Bu çağın suçu değil.
İnsanların suçudur
İnsanlar da bizim etrafımızda bulunuyor. Onları dönüştürmek bizim elimizde.
Bu çağa bizi Haşa Yanlışlıkla Allah mı gönder di????
Eğer imtihan şeklimiz farklı olsa idi ,başka çağ da yaratılırdık.
Ben gönderildiğim zamandan şikayetçi olamam
Karanlıklara ışık olmalıyız.
Haydi yeniden.....
🌙📖✈️
Psycho Pass Animesinde Kötülüğün Rengi/ Gözetleme ve Cezalandırma
“Foucault’ya göre her çağ, bilimsel söylemi mümkün kılan bir bilgi “parmaklığı” ile karakte-rize olur.Foucault bunu “episteme” (bilgi) olarak adlandırır. Epistem, bir çağın neleri düşünüp neleri düşünmeyeceğini belirler.” Psicho-Pass animesinde tüm kurgu her şeyin önceden belirlenebilir olduğu olgusundan hareketle tasarlanan makineler etrafında
Ben bu çağdan nefret etmiyorum.
Neden mi?
Çağın suçu yok birincisi
İnsanın suçu olabilir...tartışırız.
Güzellikler bazen karanlıklardan sonra gelir.
Peki O karanlıkları ,Aydınlığa çevirmek varken,ağlamak sızlanmak niye????
Hazır paket mutlu bir çağ size gökten sunulmayacak ...
Bu çağ hickimsenin çağı değil herkes yok
Bir hüzün kokuyor bu aralar ülkemiz
İnsanımız her şeyimiz tatsız
Bu neyin eksikliği bu neyin duruşu
Varlığın imtihanı mı yoksa yokluğun mu
Nefsimizin mi yoksa şeytanın mı?
Neden bu kadar zulüm kokuyor bu çağ
Bu çağın çocukları insanları neden bu kadar mutsuz
Bu kadar umutsuz bir çağ neden var?
Büyüklüğün tadı yok küçüklüğün anlamı yok
Para var ama huzur yok
Mutluluk var ama yaşayan yok
Tek başına anlamsız yaşanıyor bu çağ
Çocuklar ölüyor insanlık bakıyor
Her yer barut kokuyor ama biz hala parfüm kokuyoruz
Ben ne kendimden bir şey anladım ne de çağdan
Çağın suçu yok aslında buraya getiriliş amacımızdan saptık
Neydik ne olduk ve ne yaptık?
Koskoca bir boşlukla dopdolu bir hesap vereceğiz.
Çetin olan hesabı bakalım kim ödeyebilecek.
Vesselam🥹😌
Sokaklarda arasıra,
- Eskici... eskiler alırım, elbise, palto, kağıt... eskici... diye dolaşan insanlara rastlarız.
Şimdi de aynı çığırtkanlık politika sahnelerinde gözümüze çarpıyor:
- Eskiler alırım. Eski milletvekili, eski bakan, eski cumhurbaşkanı, eskiciiii...
(...)
- Petrolleri Amerikalılara kim verdi?
- Demokrat Parti.
- Madenleri Amerikalılara kim sattı?
- Demokrat Parti.
- Üsleri Amerikalılara kim verdi?
- Demokrat Parti,
- İkili anlaşmaları kim imzaladı?
- Demokrat Parti.
Ortadoğu ve Balkanların en büyük müteahhidi, televizyon ekranından başını uzatarak bağırıyor:
- Biz Demokrat Partinin devamıyız... Öyledir! Koronun sesi yükseliyor!
- Eski alırım. Eski milletvekili, eski bakan, eski cumhurbaşkanı.
Eskiciiiiii...
Bir eski ses:
- Petrol satarım. Maden satarım. Üs veririm. Kapitülasyon anlaşmaları imzalarım...
Uğur Mumcu Çağın Suçu,
Helalleşmek
Şükürcü ve kaderci bir topluluk nasıl iflah olacak ki?
Nasıl hesap soracak?
Nasıl hakkını arayacak?
Kuru soğana muhtaçtır, “Buna da şükür.” der.
Tecavüze uğrasa, “Kaderimmiş.” der.
Her şeyin insan eliyle olduğunu görmez. Önce bu zihniyetin değişmesi lazım!
''Hakkımı helal etmiyorum!'' sözü yerine “Bu dünyada hesabını soracağım!” dersek bu çağın insanı oluruz. Din batağına girmekten kurtuluruz. İnsanlar hesabını dünyada yapmalıdır. Hesabını dinlerin uydurduğu ahiret yalanı yerine, dünyada görmelidir. Bu nedenle kimsenin hakkını bile bile yememeli ve onu insanlık suçu olarak görürken, hakkını da onurla, cesaretle ve büyük bir azimle almaya çalışmalıdır. Hukuk ve adalete dayalı yönetimlerin kurulmasına ve sistemin kusursuz çalışmasına önemli katkılar vermelidir. Dünyada hukuka ve insan haklarına saygılı devletlerin yetkinliği ya da düzeyinin bu tür insanların sayısıyla doğrudan ilişkili olduğu bilinmelidir. İnsanların geleceğinin de kendi özgür kafasıyla düşünen birilerinin dümen suyundan körü körüne gitmeyen, sadece doğru bildiği şeyleri savunan ve yaşayan, beyninin birileri tarafından işgal edilmesine izin vermeyen, bilimsel kanıtlara dayalı açıklamaları öğrendikçe düşünce sistemini değiştirebilen, edindiği davranış ve düşünceleri hiçbir zaman sonsuz doğru hanesine yazmayan insanlarla olacağı da bilinmelidir. İnsanoğlunun o aşamaya ulaşabilmesi için daha uzun yol alması; sorunları doğaüstü güçlerle değil, kendi zekâsı, bilgisi ve becerisi ile çözmeye başlaması ve çıkar yolun sadece ve sadece bu olduğuna inanması gerekir.