Sadece şefkatli, keskin, sıkılı dişler vardı, fal taşı gibi açılıp bana bakan gözler vardı ve ben yavaşça bu gözlerden içeri girdim, daha içeri. Ve sessizlik, sadece köşedeki binlerce mil uzaktan lavaboya damlayan damlalar ve ben, dünyaydım ve bir damladan öbürüne kadarki zamanda çağlar dönemler...