Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

YZM

YZM
@camelogue
Kendime sakladıklarım dışındaki alıntı ve incelemelerim. Okuduğum kitap sayısı veya alıntı, inceleme, kitabı ekleme gibi girdilerin tarihi asenkrondur.
20 okur puanı
Temmuz 2020 tarihinde katıldı
"Hayat beni sıkıyor..." dedi. "Her şey beni sıkıyor. Mektep, profesörler, dersler, arkadaşlar... Hele kızlar... Hepsi beni sıkıyor... Hem de kusturacak kadar..." Bir müddet durdu. Eliyle gözlüğünü oynattı ve devam etti: "Hiçbir şey istemiyorum. Hiçbir şey bana cazip görünmüyor. Günden güne miskinleştiğimi hissediyorum ve bundan memnunum. Belki bir müddet sonra can sıkıntısı bile hissedemeyecek kadar büyük bir gevşekliğe düşeceğim. İnsan bir şey yapmalı, öyle bir şey ki... Yoksa hiçbir şey yapmamalı. Düşünüyorum: Elimizden ne yapmak gelir? Hiç!.. Milyonlarca senelik dünyada en eski şey yirmi bin yaşında... Bu bile biraz palavralı bir rakam. Geçen gün bizim felsefe hocasıyla konuşuyordum. Lafı gayet ciddi tarafından açtım ve 'hikmeti vücudumuz'u araştırmaya çalıştım. Dünyaya ne halt etmeye geldiğimiz sualine o da cevap veremedi. Yaratmak zevkinden, hayatın bizatihi bir hikmet olduğu hakikatinden dem vurdu, fakat çürük. Ne yaratacaksın? Yaratmak yoktan var etmektir. En akıllımızın kafası bile bizden evvelkilerin depo ettiği bir sürü bilgi ve tecrübenin ambarı olmaktan ileri geçemez. Yaratmak istediğimiz şey de bu mevcut malları şeklini değiştirerek piyasaya sürmekten ibaret. Bu gülünç iş bir insanı nasıl tatmin eder bilmiyorum. bize ziyasını beş bin senede gönderen yıldızlar varken, en kabadayısı elli sene sonra kütüphanelerde çürüyecek ve nihayet beş yüz sene sonra adı unutulacak eserler yazarak ebedi olmaya çalışmak, yahut üç bin sene sonra, kolsuz bacaksız, bir müzede teşhir edilsin diye, ömrünü çamur yoğurmak ve mermere kalem savurmakla geçirmek bana pek akıllı işi gibi gelmiyor."
Reklam
256 syf.
·
Puan vermedi
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali
8.3/10 · 172bin okunma
YZM

YZM

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Esir Şehrin İnsanları
Esir Şehrin İnsanlarıKemal Tahir
8.6/10 · 10,3bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
YZM

YZM

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Zeytindağı
ZeytindağıFalih Rıfkı Atay
8.3/10 · 10bin okunma
Öleceğinize inanır mısınız? Evet, insanoğlu ölümlüdür, ben bir insanım: Bu sebeple... Hayır, o değil: Bildiğinizi biliyorum. Ben şunu soruyorum: Bu sayfayı tutan parmakların günün birinde sararıp buz gibi olacağına inandınız mı, kesinlikle inandınız mı, aklınızla değil de vücudunuzla inandınız mı, hissettiniz mi? Hayır: Kesinlikle inanmıyorsunuz ve bu yüzden bugüne kadar onuncu kattan kaldırıma atmadınız kendinizi, bu yüzden hâlâ yiyorsunuz, sayfayı çeviriyorsunuz, tıraş oluyorsunuz, gülümsüyorsunuz, yazıyorsunuz...
Sayfa 193Kitabı okudu
Reklam
Yerimden fırladım. "Bu aptalca! Saçma! Bunun bir devrim teşebbüsü olduğunu nasıl anlamazsın?" "Evet, devrim! Niye saçma olsun ki?" "Saçma, çünkü devrim yapılamaz. Çünkü bizim -senin değil, benim "bizim"-, bizim devrimimiz sonuncuydu. Bundan başka bir devrim olamaz. Bu herkesin malumu..." Kaşları
Sayfa 181Kitabı okudu
Sabah. Tavandan her zamanki gibi sağlam, yuvarlak ve kırmızı yanaklı gökyüzü görünüyor. Eğer başımın üzerinde sıradışı, dört köşeli bir güneş, yaban hayvanlarının kürkünden yapılmış rengârenk elbiseler giymiş insanlar, taştan, şeffaf olmayan duvarlar görseydim bunun beni daha az şaşırtacağını düşünüyorum. Demek ki dünya, bizim dünyamız, hâlâ yerinde! Ya da bu sadece atalet, jeneratör artık çalışmıyor ama dişliler hâlâ gürültü çıkararak dönüyorlar, iki tur, üç tur, dördüncü turda duracaklar...
Sayfa 154Kitabı okudu
"Yarın..." I sıkılı, parlayan, keskin dişlerinin arasından hırsla nefes alıyor. "Yarın ne olacağı bilinmez. Anlıyor musun: Sadece ben değil, hiç kimse bilmiyor yarın ne olacağını! Bilinen her şeyin sona erdiğini anlıyor musun? Artık her şey yeni, inanılmaz ve görülmemiş olacak."
Sayfa 153Kitabı okudu
Devam ediyorum: Yarın, yıldan yıla tekrarlanan ve her seferinde yeni yeni heyecanlar veren bir gösteriyi, fikir birliğinin güçlü varlığını ve saygıyla havaya kalkmış kolları izleyeceğim. Yarın her yıl yapılan Velinimet seçimleri günü. Yarın sarsılmaz mutluluk kalemizin anahtarını Velinimet'e yeniden takdim edeceğiz. Pek tabii, bu, antik
Sayfa 144Kitabı okudu
Yarın Fikir Birliği Günü. O da orada olacak, onu sadece uzaktan göreceğim. Onu uzaktan görmek bana acı verecek çünkü engellenemez biçimde beni kendisine çekiyor, yanında olmalı, ellerini, omuzlarını, saçlarını... Ama bu acıyı bile istiyorum. bırak acıtsın. Yüce Velinimet! Acı çekmeyi istemek ne kadar saçma! Acının negatif olduğunu, toplandığında sayıların bizim mutluluk adını verdiğimiz toplamı azalttığını kim bilmez ki? Buna göre... Fakat "buna göre" diye bir şey yok. Her şey net ve çıplak.
Sayfa 143Kitabı okudu
Reklam
İşte ben, herkesle aynı hizada ama yine de herkesten ayrıyım. Tüm vücudum hâlâ yaşadığım heyecandan dolayı üzerinden tren geçen, antik, demir bir köprü gibi titriyor. Kendimi hissediyorum. Ama sadece içine bir şey kaçan göz, yaralı parmak ya da ağrıyan diş kendini hisseder ve bireyselliğini kavrar. Sağlıklı göz, parmak ve diş âdeta yoktur. Kişisel bilincin bir hastalıktan ibaret olduğu apaçık ortada değil mi?
Sayfa 135Kitabı okudu
Koruyuculardan biri mavi kıvılcımlar saçan elektrikli kırbacıyla delikanlıyı itti; tiz, köpek yavrularının çıkardığına benzer bir inleme duyuldu. Ardından yaklaşık her 2 saniyede bir inleme, peşinden kırbaç, inleme, kırbaç sesi duyuldu. Biz eskisi gibi uyumlu, Asurlu savaşçılar gibi yürümeye devam ettik ve ben ışınların çıkardığı zarif zikzaklara bakarak, "İnsan toplumunda her şey sınır tanımaksızın mükemmelleşiyor ve mükemmelleşmek zorunda. Antik Çağlardaki kamçı ne şekilsiz bir silahtı, oysa şimdikinin güzelliği..." diye düşündüm.
Sayfa 133Kitabı okudu
Karanlık, kırışıklıklarla çökmüş yüzünde hızla belirip kaybolan gölgeleri ve bana hızlı bir bakış attığını görüyorum. "Hiç kimse, hiç kimse, hiç kimse yok! Evet! dolanmanın da bir anlamı yok! Evet..." Ne yani, yararı yok da ne demek? Bu tuhaf hareket, beni sadece birisinin gölgesi kabul etmek de neyin nesi oluyor? Belki de esas sizler benim gölgelerimsiniz. Daha kısa bir süre önce dört köşe beyaz çöller gibi olan bu sayfaları sizinle doldurmadım mı? Eğer ben olmasaydım, satırların dar patikaları boyunca yol gösterdiklerim sizi görebilirler miydi? Şüphesiz, tüm bunları ona söylemedim. Kendi tecrübelerimden biliyorum ki en eziyet verici şey varlığının gerçekliği, üç boyutluluğu konusunda insanın içine şüphe düşürmektir.
Sayfa 126Kitabı okudu
Eve güneş battıktan sonra döndüm. Duvarların camında, Akümülatör Kulesi'nin altın helezonunda, karşılaştığım Numaraların seslerinde ve gülüşlerinde akşamın pembe külleri vardı. Güneşin sönmekte olan ışınlarının sabah doğan güneşin ışınlarıyla tamamen aynı açıyla düşmesine karşın, pembeliğinin, her şeyin kesinlikle başka olması tuhaf değil mi? Şimdi çok sessiz ve bu biraz acı, sabahleyin ise yeniden gürültülü ve köpüklü hale gelecek.
Sayfa 110Kitabı okudu
Yüzeysel dünyadaki her denkleme, her formüle uygun bir eğri ve cisim vardır. İrrasyonel sayı formülleri ve benim √-1'im için uygun cismi bilmiyoruz, biz bunları hiçbir zaman görmedik. Ancak işin dehşeti de burada: bu cisimler -görünmeseler de- varlar; hiç şüphesiz, mutlak surette olmalılar. Çünkü matematikte bunların rengârenk, batıcı gölgeleri, yani irrasyonel formüller, bir ekranda izliyormuşuz gibi önümüzden geçerler. Hem matematik hem de ölüm asla yanılmaz. Ve eğer bizim dünyamızda, yüzeyde bu gölgeleri görmüyorsak bunlar için yüzeyin arkasında koca bir dünya var (mutlaka olmalı) demektir.
Sayfa 108Kitabı okudu
80 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.