Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
128 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
“Annem benim için mutfaktan gelen tabak çanak sesleridir; mutfaktaki su sesi, pencereyi açma sesi, namaz kılarken duyulan fısıltı sesidir. Ev sesleri annemdir, annem biraz da ev sesleridir.” .. cümleleriyle girdi Tarık Tufan kütüphaneme.Şimdilerde kitapları ile tanış olmak çok konforlu.Kitaplarında hayatı tanımlama şekli; muazzam. "Hayâl Meyal" akıcı dili,özgün üslûbu,şaşırtan sonuyla keyifli bir yol arkadaşı.
Hayal Meyal
Hayal MeyalTarık Tufan · Doğan Kitap Yayınları · 20205,5bin okunma
Politik Yorumlar
_Türk olarak arabistan'a gidiyorsun. İnsanlar seni Türkçe selamlıyor; camilerden her gün Türkçe dualar yükseliyor; senin toprağını kutsal kabul edip senin gibi giyinmeye, düşünmeye ve konuşmaya çalışıyorlar. Yerde Türkçe bir yazı, örneğin Türk malı bir çikolatanın ambalajını görünce öpüp yerden alıyorlar. Okullarında senin tarihin,
Reklam
Yorulmak ve sıkıntılara katlanmak sünnettir.Allah için çekeceğin sıkıntı, yük değildir.Yük,Allah için feda edemeyecek kadar gönül verdiğin ve hamallığını yapıp durduğun şeydir.Dön bak! Geçemediğin ne var? Bu sorunun cevabını düşünürken, kimi insanların da "Rahatının hamalı" olduğunu hatırla. Ve ne olur, sen onlardan olma nefsim! Unutma ki hoşaf ve ekmekle doyacak kanaate erişirsen, "Çanak" larını haram ve şüpheli gıdalardan temizlersen, "Kale" lerin muhkem, "Çanakkale'n geçilmez!" olur.Bu da yiğitçe bir mücadele gerektirir.
Mustafa Kemal Atatürk
Türk milletinin vatan aşkını başarıya dönüştüren komutanların en önemlilerinden, belki de başta geleni Mustafa Kemal'di. Çanak-kale Savaşı sırasında verdiği "Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum" emri durumu en iyi özetleyen ifadelerden birisidir.
Sayfa 190 - Yılmaz Kitabevi
Hazmedilmesi herkesçe kolay olmayan düşünceler;
Almanlar çok çalışkandır, Japonların hepsi karate bilir, Fransızlar insan canlısı ve romantiktir, Amerikalılar pragmatisttir, italyanlar yakışıklıdır ve Türkler tembeldir. Bu popüler önyargıların hiçbirinin iler tutar bir yanı yoktur. Özellikle bizimle ilgili olarak "Türkler tembelidir", "Türkler okumaz", "Türkler eleştirmez", "Türklerin yaratıcı zekâları gelişmemiştir", "Türkler mutsuzdur", "Türkler merhametsizdir", "Türkler birbirine güvenmez" gibi laflar o kadar sık dillendirilir ki çıldırmamak işten değildir. İşin kötüsü bu laflara biz de çanak tutarız. Türklerin merhametsiz olduğu ile ilgili bir araştırma sonucu duydunuz mu? Vallahi var. 4 milyon Suriyeliye, sayısını bile bilmediğimiz Iraklı'ya, Türkmen'e misafirperverlik yapan, ev veren, eşyasını düzen ve gizli ya da açıktan yapılan maddi yardımın haddi hesabı olmayan bir tabloda, Türk insanını merhamet eksikliği ile etiketlemek nasıl bir küstahlıktır yahu? Steril bir kale kıvamında sınırlarını kapatan, kendinden başkasını düşünmeyen, 3-5 milyon nüfusu ile dünyanın güvenli coğrafyası ilan edilen yerlere Türk insanı bir yeri ile gülmektedir. İnandığımız ve gerçek sandığımız pek çok şey popüler önyargılardan ibarettir.
Sayfa 213 - Yakamoz Y.Kitabı okudu
Bütün bir düşman dünyasına karşı dimdik duruyordu. Teslim olmuyordu. Hem iç hem de dış düşmanla uğraşıyordu. Çünkü hain halife ve onun hain hükümeti dış düşmanların yanında saf almış bulunuyordu. Vatanı da, milleti de bu iki amansız düşmanın elinden kurtarmak lazımdı. Millet başsız, kumandasızdı. Fakat yer yer dövüşüyorlardı. Kan gövdeyi götürüyordu. Memleket şerefiyle, tarihiyle, bütün varlığıyla tehlike içinde idi. Bu kapkaranlık milletin, memleketin bu kimsesiz günlerinde İstanbul'da mütevazı evceğizinde onu bir baş düşünüyordu. Onu bir öz evladı düşünüyordu. Bu baş bizdendi; öz Türk soyundandı. .. Gazi Mustafa Kemal'di. O, Çanak.kale içinde bütün Müttefik ordularını yenen, onları yüz geri denizlere döken, sonra tarihe yeni bir çığır açan Türk kumandanı idi. Çünkü bugünkü Rusya'nın yeni talihini Çanakkale muharebeleri tayin etti. Bu yeni Rus rejimi alemin siyasi, iktisadi, toplumsal rengi üzerinde etkili oldu. Ben değil, yabancı eliyle yazılmış vesikalar söylüyor. Bütün bunları yapan adam şimdi öz milletini, ana yurdunu düşünüyordu. O, günün birinde Samsun'a çıktı ( 19 Mayıs 1919).
Sayfa 33 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çanakkale
Fatih, İstanbul'u aldıktan sonra Boğaz'ın Rumeli kıyısına 'Kilitbahir', Anadolu kıyısına ise 'Sultaniye' de denilen 'Çanak Kale'yi yaptırdı. İşte, Bugünkü 'Çanakkale' adı da Fatih'in yaptırdığı, bir süre 'Kala-i Sultaniye', 'Sultaniye' ve de 'Çanak Kale' diye anılan bu kaleden alır. Yüzyılların 'Hellospontos' adı, artık 'Çanakkale'dir.
Sayfa 68 - İsim Yayınları
24 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.