Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Göben” ve “Breslau”! Bu gemilerin şansı —eğer burada tekniğin en yüksek parlak insan yapısı gemiler için şans ke­limesi kullanılacaksa, ancak bu durumda kullanılabilinir- di—, çok açıklı. Direklerinde kırmızı zemin üzerinde ayyıl- dızlı bayrağı dalgalandırarak, Karadeniz’in yegane hâkimi olmuşlardı. 1914 yılının 4 Ağustos’unda, Akdeniz’de iken
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDA OSMANLILAR’IN ROLÜ
Osmanlıların savaşı iki temel aşamaya bölünebilir: Kasım 1914’ten Rusya’da devrimin başladığı Mart 1917’ye kadar olan ‘kriz ve canlanma yılları’ olarak nitelendirilebilecek süre; Mart 1917’den Ekim 1918’e kadar süren ‘umutların belirmesi ve yenilgi’ dönemi. İlk aşamanın büyük kısmında, imparatorluğun durumu genelde istikrarsızdı. 1915’te İngiltere
Reklam
Villa Belle'deki Toplantı
Sayfa No: 346 Belge: 33 21 Haziran 1920 ... Lloyd George - Türkiye'deki son birkaç günlük gelişmeler çok tehlikeli olmaya başladı, son zamanlara kadar bu hareket İstanbul'u tehdit etmiyordu. Şimdi İzmit'te önemli sayıda Mustafa Kemal kuvveti var. Mustafa Kemal hemen hemen Çanakkale'ye ulaştı. Çok büyük bir Yunan birliğini Bandırma'ya gönderip Mustafa Kemal'i arkadan çevirelim... Paris'e gelmekte olan Türk delegesiyle görüşme yapmanın hemen hemen anlamı kalmamıştır. İstanbul'daki kumandanlarımızdan Mustafa Kemal'in ilerlemesinden duyulan telaşı bildiren telgraflar almaktayız. Kont Sforza - Yunan kuvvetlerinin hiçbir zaman Türkleri yenmesine imkan yok... Lloyd George - Belki Yunanlıların çarpışma yeteneğini büyüttük ve Türklerinkini de küçülttük, durum tehlikeli olabilir. Fransız Delegesi - Türk sulh anlaşmasını geride bırakalım. Lord Curzon - Mustafa Kemal maalesef çok kuvvetli durumda. Lloyd George - Türklere bir milyon Ermeni öldü dediğim zaman cevaben iki milyon da Türk öldü diyorlar. Mamafi Türk hükumeti Mustafa Kemal'e karşı, onun için Damat Ferit'e anlaşmayı imzalatabiliriz. Anlaşma hiçbir nedenle geri bırakılmamalıdır...
Sayfa 224 - Cumhuriyet KitaplarıKitabı okudu
1915 Şubat sonlarıydı ve Mayıs yaklaşıyordu. Bu arada geçen haftalara göre durum oldukça değişmiş, ilk taarruz­dan sonra Çanakkale Boğaz harekâtı şok yaratarak, kanlı muharebelerin ardından, birkaç küçük sahil şeridini tutma pahasına İngilizlerin kayıpları hesaplandığından üç misli daha fazla olduğu anlaşılmıştı. Şimdiye kadar kurban edilen
Almanlar Fransızlar'ı İşgal Ettiğinde, Biz ve Onlar Arasındaki Fark..
Bu esnada yaşanan bir olay, dünya savaş tarihine geçti. Fransız ordusunun Paris'e ulaşmış kuvvetlerin cephe sevk edilmesi gerekiyordu. Mesafe yaklaşık 50 kilometre kadardı, ancak ulaşımda güçlük yaşanıyordu. Fransız Genelkurmayı, 7 Eylül'de Paris'teki yaklaşık 600 taksiyi seferberlik kapsamında ordu bünyesine aldı. Her birine beşer asker alma zorunluluğu getirerek Fransız askerler cepheye taşındı. Paris ön saflarda savaşıyordu. Taksi şoförleri her ne kadar ülkelerine hizmet etmekten gurur duysalar da taksimetrelerini çalıştırma ihmal etmediler. Paraları da kendilerine ödendi. 8 Eylül günü taksilerin büyük bir kısmı seferberlik dışına çıkarıldı, ancak bir kısmı yaralıların taşınması hizmetine devam etti. Benzer bir durum Çanakkale savaşları sırasında yaşanacaktı. Şehir hatları İşletmesi, Haliç Şirketi ve seyr-i sefain idaresine bağlı gemiler İstanbul-Çanakkale arası taşımacılık yaptılar. Gelibolu'daki Akbaş limanına asker, silah, cephane ve sağlık malzeme taşıyıp geri dönerken de yaralıları İstanbul'daki hastanelere getirdiler. Ama karşılıksız olarak...
Göben” ve “Breslau”! Bu gemilerin şansı —eğer burada tekniğin en yüksek parlak insan yapısı gemiler için şans ke­limesi kullanılacaksa, ancak bu durumda kullanılabilinirdi—, çok açıklı. Direklerinde kırmızı zemin üzerinde ayyıl- dızlı bayrağı dalgalandırarak, Karadeniz’in yegane hâkimi olmuşlardı. 1914 yılının 4 Ağustos’unda, Akdeniz’de iken telsizle onlara Çanakkale Boğazı’na yönelmeleri emredilme­den önce, ciddi politik tartışmalar yapılmış, çeşitli oturum­larda görüşülmüş, danışmalarda bulunulmuş, tedbirler alın­mıştı. Burada, isimleri çok önemli hale gelmişti.Bu iki gemi, bir filonun parçaları sayılamazdı. “Die Gö­ben” ve “Die Breslau” artık savaşın demir çerçevesi içine girdiği günlerde bütün dünya nefesini tutarken kaçmış, gı- cırdıyaıı adımlarla yeryüzünde dolaşmıştı.Korkunç güçlerin etkisiyle, halkın baş döndürücü olay­ları içine düşürüldüğü o günlerde, birden bire insan olma­nın özelliklerinden olan, kaygı, heyecan, vatan sevgisi, coş­ku, ümitsizlik ve gençlikten kaynaklanan kahramanlık duy­guları öne çıkarak, var olma düşüncesi, milletin var olma veya yok olmanın birbirine bağlandığı, eridiği, devletin yet­kili organlarını çoğu zaman gelen telgraflarla farklı düşünce değişimine yönelttiği bir durum ortaya çıkmıştı. Bu durum­lardan birisi de “Göben ve Breslau” adını taşıyordu. Henüz tam olarak adı konmamış da olsa artık bir “Türk meselesi” söz konusuydu
Reklam
Harekât başladığında, Boğazın girişindeki tabyaların iş­gal edilmesi ve savaş gemilerinin ilk mayın tarlasına kadar çabucak ilerlemeleri başlangıçta Balkan ülkelerinde tered­düt uyandırmıştı.1914’de Sırbistan’da tutuşturulan ve korkunç bir hızla sınırları aşarı büyük dünya yangını alevlendiğinden beri bu tutkulu ateşin etkisi altında kalan
Geri123
355 öğeden 346 ile 355 arasındakiler gösteriliyor.