... Haşmetmeap Efendimiz, basit bir ilkeyi anlamakta başarısız oldukları için bürokratlara çıkıştı: İkinci torba ilkesi. Çünkü halk, hiçbir zaman sadece tek bir ağır yükü taşımak zorunda kaldığı için, sömürü yüzünden isyan etmez. Sömürüsüz bir yaşamı tanımazlar, böyle bir yaşamın varlığını bile bilmezler. Hayal bile edemedikleri şeyi nasıl isteyebilirler ki ? Halk, ancak, tek bir harekette, adamın biri, onların sırtına ikinci bir yükü, ikinci ağır bir torbayı yüklemeye çalıştığı zaman isyan edecektir. Köylü, yüzüstü çamura kapaklanacaktır - sonra da ayağa kalkınca, bir balta kapacaktır. Bir baltayı kapar, kibar bayım, sadece bu yeni yüke dayanamadığı için değil
-aslında onu taşıyabilirdi- başkaldırır, çünkü ikinci yükü sırtına ansızın ve belli etmeden koymakla, onu kandırmaya çalışmış, ona düşünemeyen bir hayvanmış gibi davranmış, zaten boğazlanmış olan onurundan geri kalanları da çiğnemiş, onu görmeyen, hissetmeyen ya da anlamayan bir aptal yerine koymuşsunuzdur. Bir insan, baltaya, cüzdanını korumak için değil, onurunu savunmak için uzanır ve işte, sevgili bayım, Majesteleri'nin
memurları azarlama nedeni de budur. Kendi rahatları için, bu memurlar, yükü parça parça, küçük torbalarla yavaş yavaş artırmak yerine, koca bir çuvalı bir seferde yüklemeye çalışmışlardı halkın sırtına...