Telkin fetişizmi
"Anı yaşa", "carpe diem", "ruhunu evrene aç", "memento mori", içindeki çocuğa sarıl", "evrene olumlu mesaj gönder", "her şey senin elinde", "her şeyi olumla" "güç içimizde" bıdı bıdı bıdı...
İnsanları gerçek yaşam koşullarından koparıp sanal tepkisiz, pasifize, mistik soyut kukla bireyler haline getiren bu gerici ve mantıksız telkinler sömürü sisteminin maskelenmesi ve renklendirilmesi aparatlarından başka şeyler değillerdir.
Dem bu heves
Sokak lambalarina anlattım derdimi
Onlara özendim bu sefer de
Kaderimi avuçlarımin arasina aldim
Rizkimi koydum içine
Seç bakalım sağ mıdır sol mu
Sağ dedi açtım.
Bir ekmek parçası.
Ahh kızım ben sana daha ne diyem
Carpe Diem
"Topla gül goncalarını toplayabilirken,
Zaman akıp gidiyor:
Aynı çiçek sana bugün gülümserken,
Yarın solup gidiyor. "Durdu.
"Topla gül goncalarını toplayabilirken," diye tekrarladı Keating.
"Bu fikrin Latincedeki karşılığı Carpe Diem'dir.
Bunun ne anlama geldiğini bilen var mı?" "Carpe Diem,"
en sevdiğim, huzursuz bültende bu hafta
CARPE DİEM'İN EVRİMİ
Filozof Roman Krznaric, “Anı yakala” anlamına gelen “Carpe Diem” deyişinin zaman içinde hızlı tüketim kültürünün ürününe dönüştüğünü belirtir.
Filozofa göre, Horatius bu deyimle bize ölümlülüğü hatırlatır. Bu kaçınılmaz gerçek için telaş ve kaygıya düşmek yerine anın fırsatlarının ve güzelliklerinin farkına varmamızı
Carpe diem insanı olmak isterdim. Anı yaşa. O an yaşa. O anı, bir çırpıda yaşa ve bitsin. Yaşayacaklarına yer açılsın. Sonraki anları yaşarken zihninde takılı kaldığın anları tekrar oynatıp durma mesela.