Emily Bronte ingiliz edebiyatının önemli bir kadın yazarı ve şairidir. İngiliz edebiyatını her zaman severek okurum. Aynı şekilde aynı duygularla da bu kitaba başladım. Emily Bronte de bize İngiltere'nin 19. yüzyıldaki dönemin sosyal çevresini ve aile ilişkilerini mükemmel şekilde anlatıyor. Kitaba adını veren uğultulu tepelerde sanki ruhunuz dolaşıyor.
Kitap, uğultulu tepelerdeki evin kiracısına eskiden o evin hizmetçisinin olayları anlatmasıyla ilerliyor. Zengin bir aile olan Earnshaw ailesinin Catherine adında bir kızları vardır. Aile Heathcliff adında küçük bir çocuğu evlatlık edinir. Heathcliff küçüklüğünden itibaren zorbalanmış ve yokluk görmüş bir çocuk olduğu için büyüyene kadar zengin insanlar ile bir sınıfsal çatışma içerisinde olur bunlar ise onun karakterini tamamen öfkeli ve agresif kılar. Ailenin kızı Catherine ile sancılı bir aşka yelken açarlar ancak Catherine aşağıdaki çiftlikte yaşayan zengin aile Linton'ların oğlu ile evlenir. Heathcliff bunu yediremez ve intikam dolu bir serüven başlar...
Kitabı çok beğendim bütün okurlardan listelerine eklemeleri gerektiğini söyleyebilirim Mr.Heathcliff' in ve Mrs.Catherine'in tutkulu aşkından bitmeyen kaostan çok güçlü duyguların bir arada yazıldığı bir kitap özellikle öfke ve nefret içeren ömrünü içindeki öfkeyi bastırmakla geçiren Mr.Heathcliff bitmek bilmeyen intikam ateşi Edgarın iyimserliği..
Bu kitabın es geçilmemesi gerek. İyiki okudum sizleri tanıdığıma çok mutlu oldum Edgar Linton,
Heathcliff ve Catherine.
Kesinlikle tavsiye ederim.
Thrushcross Çiftliği’nin yeni kiracısı Lockwood, bir gece, ev sahibinin Uğultulu Tepeler adındaki evine sığınmak zorunda kalır. Burada tesadüfen, yıllar önce yaşanmış çalkantılı bir ilişkiye, Heathcliff ve Catherine Earnshaw’un ilişkisine dair şeyler öğrenmeye başlar. Çiftin ihanet, ihtiras ve intikamla dolu hayatı, sadece o dönemde yaşayanları değil, Linton ve Earnshaw ailelerinin sonraki neslini de derinden etkilemiş ve her fert, dallanıp budaklanan ilişkiler ağına bir yerinden yakalanmıştır.Uğultulu Tepeler yenilikçi kurgusuyla, alışılmadık konusuyla ve ince ince tasarlanmış karakterleriyle, yayımlandığı günden beri hem tartışma, hem de ilham kaynağı olmaya devam ediyor.
“Emily Brontë, dev bir düzensizliğe bölünen dünyayı inceler ve bu bölünmüşlüğü Uğultulu Tepeler ’de bir araya getirecek gücü kendinde bulur.”
Virginia Woolf
Gotik ve Romantik edebiyatın unutulmaz eserlerinden Uğultulu Tepeler ’de, İngiliz kırsalında yankıları birkaç kuşak boyunca süren sarsıcı bir hikâyeyi anlatıyor.
1. Earnshawlar(Uğultulu tepelerde yaşıyorlar)
Hindley Earnshaw ve Catherine Earnshaw kardes
Mr.Heathcliff: kimsesiz çocuk
Frances: Hindleyin karısı
Heraton Earnshaw: Hindley ve Francesin çocuğu
2.Lintonlar(Thruscross çiftliğinde yaşıyorlar)
Edgar Linton ve İsabella Linton kardeş
Küçük Linton : Heathcliff-isabella çocuğu
Küçük Catherine :Edgar-Catherine çocuğu
Mr. Lockwood: kiracı
Mrs. Dean(Nelly): kahya kadın
Josept : uşak
Zillah: hizmetçi
Robert: uşak
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Zeplin Kitap · 201942,2bin okunma
Ondan sonra ise, Linton da, Hindley de kurduğum bütün düşlerde yok olacak ve geleceğimi iki sözcük açıklayabilecek: Ölüm ve cehennem. Catherine'i kaybettikten sonra yaşamak cehennem olacak. Edgar, onu, zayıf benliğinin bütün gücüyle seksen yıl sevse, benim bir günde sevdiğim kadar sevemez. Öte yandan, Catherine'in gönlü de benimki gibi derin; denizin şu at yalağına sığması, onun bütün sevgisinin o adamın tekeline girmesinden daha kolaydır! Hadi, hadi! Edgar, onun gözünde, köpeğinden ya da atından ancak bir derece fazla değer taşır. Bir defa benim gibi sevebilecek yaradılışta değil."
Acıdığı için eve getirilen çocuğun gelecekte intikam dolu kötü bir yaratık olması.Uğultulu Tepelerde yaşayan huzurlu bir kız bir oğlan dört kişilik mutlu bir aile ve bu aileye yeni katılan Heatcliff.Çocukluğunda ailenin oğlu tarafından yediği dayaklar ve aşağılanmalar onu kaba ve intikam alan birine çevirir en son noktada ise en sevdiği insandan duyduğu acı sözler ve fakirliğinden aşağılanması... Catherine belki bunu istemeyerek biraz da yetişmesinden Heathcliff i bir eş olarak göremez ve Linton ile evlenir .Bu evlilik ona mutluluk mu acı mı getirir? Heathcliff bir süre ortadan kaybolur daha sonra zengin ve intikam almaya inançlı biri olarak ortaya çıkar...Uğultulu Tepeler ve Grange tam bir kaosa sürüklenir herkes için üzüntülü zamanlar...
İntikam tutukusu bir sonraki nesli de içine alır.Heatcliffin oğlu, Catherine nin kızı,Earnshaw ın oğlu hepsi bu intikam girdabından nasibini alır...
Uğultulu Tepeler, gotik edebiyat özelliklerine sahip olsa da romantik döneme ait oldukça çarpıcı bir klasiktir.
Kitaba ilk başlanıldığında karakterler başta karışık gelebilir fakat okudukça herkesi tanıdığınızda kitap çok akıcı bir hale geliyor.
Bütün olaylara tanıklık eden bir karakter olan Nelly Dean, geçmişten günümüze Linton ve Earnshaw’ların hikayesini, Bay Lockwood’a yani bizlere anlatır.
Kitap öfkenin, acımasızlığın, gaddarlığın vücut bulmuş hali Heathcliff ve onun manevi kardeşi, hırçın Catherine ile arasında başlayıp giderek harlanan aşkı anlatıyor. Aşkın hangi duygulara dönüşebileceğini hayretler içerisinde okuyorsunuz. Ama bu aşk göreceksiniz ki; içimizi ısıtacak bir aşk değil. Nefrete evrilmiş bir duygu.
Heathcliff ve Catherine’in çocukluklarından başlayan hikâye onların kendi çocuklarına kadar ilerliyor (Anlayacağınız üzere başkaları ile evleniyorlar). Geçen yıllarla birlikte onlarla büyüyor ve yaşlanıyoruz.
Kitabı okurken aklıma takılan bazı sorular ise; iyi ya da kötü olmayı kendimiz mi tercih ederiz? Yoksa çocukluğumuzdan mı kaynaklanır? Duygularımız hep iç içedir, öyleyse biz en çok hangisini yaşarız? Ölüm her şeye çare midir?
tutkulu bir adamın aşk hikayesini beklerken tutkulu bir o... evladının aşk hikayesini bulduğum kitaptır.
kitabı daha önce sikko bir yayınevinden okumaya çalışıp, yarıda bırakmıştım.kitapçıda gezerken daha sonra bu kitabı tekrardan elime aldım ve can yayınları basımı kitabın arka kapağında yazan o cümleyi gördüm;
kimilerine göre dünyanın gelmiş
Kitapta Heatchliff'in Catherine'e çok tutkulu bir aşkla bağlı olduğu gösterilmeye çalışılsa da, bence bu bir aşk değil herkese zarar veren bir saplantı. Heatchliff'inki saf kötülük. Bana göre kitaptaki tek gerçek aşk Edgar Linton'un Catherine Ernshaw'a duyduğu aşk. Kitabın akıcılığına gelecek olursak, yüz ellinci sayfaya kadar zor ilerliyor. Sonrası daha akıcı ilerliyor. Diğer yandan, Bayan Dean'in geçmişteki olayları Mrs. Lockwood'a anlatması ile ilerlemesi akıcı hale gelmiş.