Mağluplar açısından bakıldığında, böyle bir bozgunu hemen
aşmaları haliyle beklenemezdi. Bozgunun bilincine varmaları, didik
didik incelemeleri, sonra da hazmetmeleri için zaman lazımdı. Nitekim Altmış Yedi'den sonraki birkaç yıl boyunca Beyrut merkezli,
tüm Arap dünyasından insanların gelip katıldığı daha önce benzeri
görülmemiş bir entelektüel ve kültürel zenginlik yaşandı. Kendi
payıma bu gelişmeyi gazetelerde, tartışma çevrelerinde, üniversitede ve aynı zamanda tiyatroda dikkat ve beklentiyle izliyordum.
Özellikle Suriyeli oyun yazarı Sadullah Vanus'un yakın zamanda
yaşanan bozgunu alaycı bir dille ele alan ve adı "Beş Haziran'ın
Etrafında Şenlikli Bir Sohbet" diye çevrilebilecek piyesinin kopardığı gürültüyü haturlıyorum. Yine Suriyeli şair Ömer Ebu Rişe, bir
strateji geliştirmek üzere Fas'ta toplanan ama uzlaşmayı başaramayan Arap devlet reislerine karşı iğneleyici dizelerini okuduğunda
ben de salondaydım.