"Ya nasıl anlatsam.Küçük bir oda düşün.İçinde yüzlerce kitap.Hani o kitapların bir kokusu vardır.Sarar odayı.Çekersin içine...Sanki binlerce hayatı içine çekmişsin.Türk romanlarını düşün mesela... Attila İlhan'ı düşün,Ahmet Hamdi'yi gel ordan Oğuz Atay'a, Orhan Pamuk'ta bi dur, bi mola ver.Öyle işte...Uzaktan bakınca normal biri sanırsın.Ama yakından bakınca çıldırırsın.Ben bi kere öpmüş bulundum bunu üç hafta GATA'da yattım ya...Dudaklarım yanmış. İşte öyle bir kız.Daha anlatayım mı? Dur anlatayım.Bir gözleri var tıpkı Ece Ayhan.Burnu desen İlhan Berk.Saçlar desen yemin ederim Cemal Süreya."
Atilla Özkırımlı'ya göre hoşgörünün en somut simgesidir Cemal Süreya. Bağışlayıcıdır. Küçük bir davranış, tatlı bir söz yeter bütün "kalleşlikleri" unutmasına. İyi olan yanlarıyla sever çünkü insanları. "Hayır" demesini bilmediği için başına gelmeyen kalmamıştır.
Ben nereye gittimse bütün zulumlardı
Bütün açlıklardı kavgalardı gördüğüm
Kötülüklerin büsbütün egemen olduğu
Namussuz bir çağ bu biliyorsun
Cemal Süreya
Birine hayatı öğretmeye çabalamak saçma çünkü her insan kendince, kendi dili, kendi algısı, kendi anlayışı ile yaşar hayatı...Kızma dili de, sevme dili de kişinin kendine göre oluşur...