Türkiye'de mukayeseli edebiyat kürsüleri kurulmalı ve bu dersler eski edebiyatımız için Arab ve Fars edebiyatlarını çok iyi bilen, yeni edebiyatımız için Fransız ve Batı edebiyatını çok iyi bilen kimseler tarafından okutulmalıdır. Düşünüyorum da rahmetli Fazıl Ahmed Aykaç birincisini, rahmetli Abdülhak Şinasi Hisar ikincisini ne kadar iyi okutabilirlerdi! Yaşayanlardan dünya edebiyatı kavramına sahip ve gerek batıyı gerek doğuyu iyi bilen Cemil Meriç'in adı hatırıma geliyor.
Türkiye'de mukayeseli edebiyat kürsüleri kurulmalı ve bu dersler eski edebiyatımız için Arab ve Fars edebiyatlarını çok iyi bilen, yeni edebiyatımız için Fransız ve Batı edebiyatını çok iyi bilen kimseler tarafından okutulmalıdır. Düşünüyorum da rahmetli Fazıl Ahmed Aykaç birincisini, rahmetli Abdülhak Şinasi Hisar ikincisini ne kadar iyi okutabilirlerdi! Yaşayanlardan dünya edebiyatı kavramına sahip ve gerek batıyı gerek doğuyu iyi bilen Cemil Meriç'in adı hatırıma geliyor.
Sayfa 19 - Adile AydaKitabı okudu
Reklam
Bir gariplik vardır Cemil Meriç'in algılanışında. Tezlerine karşı olanlar birikimine hayrandı ama birikimine uzak sayılabilecek sağ kitle, tersine tezlerine, iddialarına vurulmuştu. Batıyı bilen Batıcılar ondaki birikime bayılıyordu; iddiaları önemsizdi onların gözünde. İddialarını önemseyenler ise birikimine büyük ölçüde yabancıydı. Her iki kesimin ortasında yalnız bir adamdı velhasıl. Ne var ki olmayacak bir şey oldu: Birikimini önemseyenler Hisar dergisi yazılarından itibaren ondan uzaklaşırken, tersine iddialarını değerli bulanlar buradan itibaren onu sahiplendi: Okudular, birikiminde istifade ettiler, kendilerini geliştirdiler ve zamanla hakiki Cemil Meriççiler muhafazakâr kesinden zuhur etti. Diğerleri ise musalla taşında vedalaşmıştı...
Sayfa 186 - İstanbul: Ketebe, 2021Kitabı okudu
Hiçbir yere sığmayan Varlık Dergisini saklamayı beceremediğinden ötürü sırtına ine sopanın acısı henüz dinmemişken, bir de Hisar dergisi yüzünden dayak yemek istemiyordu doğrusu.
"DUMAN PERDESİ ve MAKİNELEŞEN İNSAN..."
- "Şemsettin Sami, “insaniyete muhabbet” diyor (Kamus-u fransevi). İsmail Fenni, “devr-i teceddüd üdebasının yani elsine ve edebiyat-i atika tarafdarınının mezhebi... Beşeriyete ibadet mezhebi” (Lügatçe-i felsefe) (yazarlarımıza sorsak)... Kemal Tahir’e göre, bu izm “dünyanın en namussuz sömürüsü olan burjuva sömürüsünü örtbas etmek için ileri sürülmüş bir duman perdesi”. Ergün Göze için, “insan ruhunu metafizik kaynaklardan koparan ve bu sebeple insanı vücuduna irca eden zavallı bir sistem... Son aşaması: Makineleşen insan”. (Bu keşmekeş nereden geliyor? Önce kelimenin kendisinden... Kemal Tahir hümanizm ile hümanitarizmi birbirine karıştırmıştır.) (Cemil Meriç, Hümanizm bir aydın hastalığıdır,1980 Hisar Dergisi)
"HÜMANİZM EĞER..."
- "... Hümanizm insan haysiyetine saygı, insana tabiat içinde istisnai bir değer vermekse, İslâmiyet tek gerçek hümanizmdir! “Humanités” edeb, efendilik, nefse hakimiyet, mukaddese saygı ise İslâmiyet ve bilhassa tasavvuf “humanités” nin ta kendisi... İnsan yalnız İslâmiyet’te eşref-i mahlukâttır. Bir yanıyla balçık, bir yanıyla tanrı... Feyzi Hindi’nin meşhur beyiti ile çerçevelediği muhteşem varlık: "Haki, eğer bezulmeti hesdi mukayyedi, Arşı, eğer benur-i ilahi münevveri..." (Cemil Meriç, Hümanizm bir aydın hastalığıdır,1980 Hisar Dergisi)
Reklam
33 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.