Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ne tuhaf, ölüm kendini hatırlattığı zaman mülk sahibi gibi yaşadığın bu dünyada misafir olduğunu hatırlatıverir. Gözünün önünden film şeridi gibi geçer elinden kayıp giden hayat. Oysa Bir ömrümüz var bir de ölümümüz. Her cenazede merak ederim insan nasıl unutur da kapılır hayatın hırslarına, kavgalarına... Hepimiz biliriz. Ama unutturur bize nefsimiz. Ey nefsim! ölümün bu kadar yakın olduğunu bildiğin halde hayata nasıl bu kadar kanarsın. İnsanın ağzının tadını bozan, her şeyi yarım bıraktıran ölüm bir gün senin de elini tutacak. Ölüm kendini ağırlatmadan, hatırla ölümü !
Kök yerinde ağırdır...
Bir Rum arkadaşıma sevimli bir kız soruyor: Bir Rum evinden gelen bir tepsi musakkaya karşılık annenin gönderdiği bir Anadolu mantısı ya da bir Ermeni evinden gelen midye dolma ve buna karşılık bir koca tabak baklava. “Biz İstanbul’ a 1984’te geldik. Siz ne zaman geldiniz?” Arkadaşım sakince cevaplıyor “3000 yıl önce.” Bu hayatın bizim gibi
Reklam
Gerizekalı insanlarla yaşamı paylaşmak zor ölümü paylaşmak daha zor
İnsanların rahat ve huzurlu hissettiği evin sonralarda "cenaze evi" diye anılması sinir bozucu ve berbat! "Cenaze evi burası mı?" "Cenaze sahipleri burada mı?" vs. Onlar açısından baktığında normal ama benim açımdan hiç normal değildi. Kanayan yarayı parmaklıyorlar gibi geliyordu. Ben de hepsinin boğazını
İyi insan olun; imam cenazede sorduğunda kimseye yalan söyletmeyin…
Ahmet Turan Arslan
Ahmet Turan Arslan
Mutlu olan ölüm: ölmemek
Ölüm kelime olarak o kadar karşıma çıktı ki birkaç gün önce gerçeğe dönüştü. Bu bir ipucu muydu bilemedim. O kitabı tamamlamayı düşünüyordum ama şimdi kapağını bile göresim yok. Oy kullanma listesinde adı vardı ama kendi yoktu. Geçen ki seçimde müşahir olmuştuk ve kendileri akşama kadar bizimle kalmıştı; o zaman şiddet olayları baya yaşandı ve
Bir cenazede gülmeye zorlanıyormuşum gibi hisediyorum.
469 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.