Bu onmaz musibet tarafından en kıymetlileriyle bağları koparılanların hislerini, ruhlarda kendini gösteren boşluğu, yüzlerde beliren üzüntüyü anlatmaya ne hacet. Her gün gördüğümüz, varlığını varlığımızın bir parçası bellediğimiz birinin ebediyen çekip gittiğine zihnin ikna olması çok zaman alıyor... Sevdiğimiz gözlerdeki parlaklığın söndüğüne, çok tanıdık, kulağımıza çok hoş gelen bir sesin susabildiğine, bir daha asla duyulmayacağına da...
Suçu başkasının üstüne atmak, ilk içgüdüsel tepkiniz hep bu olmuştur sizin. Eğer suçu bir başkasının üstüne atamazsanız, o zaman da sorunun zaten bir sorun olmadığını iddia etmeye başlarsınız.
Kötü şeyleri görmezden gelmek insanın onlara katlanmasını kolaylaştırır. Ancak siz kötü şeyleri görmezden gele gele sonunda kötü şeylerin hiçbir zaman var olmadığına inanmaya başlıyorsunuz.