"Ve böylece ertesi güne başlarız tekrar.
Geçmişin aynı, yerleşik kurallarıyla.
Büyük, şiddetine şeylerden kaça bilseydik
Büyük acılardan da kaçabilirdi."
"Herkes, birey olarak kendisinin korkunçluğunu, gizemini, düzenbazlığını, düşkünlüğünü bilsin!" gibi dilimin ucuna birçok söz geldi ama mendilimle yüzümün terini silmekle yetindim ve "Soğuk ter, soğuk ter," dedim gülerek.
"Ah, bana sağlam bir irade bahşet. “İnsan”ın doğasını anlamamı sağla. Bir insan, bir insanı ittiğinde günahkâr olmuyor. Bana öfkenin maskesini bahşet."
“…içim boşmuş gibi hissediyordum ve kaybetmenin ağır acısıyla boğuşuyordum.
Yarısı boş bir bardak absent.
O sonsuz, telafisi olmayan kayıp hissini böyle tarif ediyorum.”
"Artık ne mutlu ne mutsuzum. Her şey geçip gidiyor. Bu zamana kadar yaşadığım, soğuk bir cehennemi andıran sözde "insan" dünyasında tek gerçek şey bu. Her şey geçip gidiyor."