Yaver Cevat Abbas, Mustafa Kemal'in odasına yıldırım hızıyla dalar:
- Kumandan Paşa geliyorlar. Arkalarında bir bölük süvari askeri var!
Mustafa Kemal, Rauf Bey'e bakar. Kulağına eğilir. Yavaşça mırıldanır:
- Gördün mü Rauf? Dediklerim doğru değil miymiş?
Sararmıştır. Buhran zirve noktasındadır. Yerinden kalkar. Odanın ortasına ilerler. Ayaktadır. Gözleri kapıya dikilmiştir. İçinde, hayatının en tehlikeli istifhamı uyanır. Hayatının en önemli dönüm noktasındadır.
Kazım Karabekir Paşa kapıda görünür. Arkasını subaylar çevirmiştir. Sakin görünmeye çalışır. Yüz hatları hiçbir şey ifade etmez. Binanın önünde süvari bölüğü saf nizamı almıştır. Karabekir ilerler. Yaklaşır. Durur. Askerce selâm vaziyetini alır. Selâm verir. Önemsiz bir şeymiş gibi, sükünetle bildirir:
- Emrinizdeyim Paşam! Ben, subaylarım, erlerim, Kolordum, hepimiz emrinizdeyiz!..
Yol dönülmüştür. Doruk aşılmıştır. Buhran geçmiştir. İlk zafer kazanılmıştır. Mustafa Kemal; vefalı, cesur, dürüst arkadaşının boynuna sarılır. Onu kucaklar, öper.