Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
_Olmak sözüyle, kişinin hiçbir şeye sahip olmadığı ve istek de duymadığı, yaratıcı bir varoluş biçimini anlatmak istiyorum. _Sahip olmak(olmamak) eğilimi, yaşamlarının ana konuları; para hırsı, şöhret ve yönetim gücüne erişmek olan batı toplumlarına özgüdür. _Sahip olmak eğilimindeki bir insan, mutluluğu başkalarına üstün olmakta ve fethetme,
"Tıpkı annene benziyorsun," dedi beklenmedik şekilde. "Onun kadar kırılgan, onun kadar özgüvensiz görünüyorsun." "Anlamadım." Söyleyebildiğim tek şey bu oldu. Kadının benden hoşlanmadığını ilk anda anlamıştım ama bu kadar sert bir giriş beklemiyordum. "Buraya gelmene bile şaşırdım." Başını hafifçe yana eğip ayakkabılarımdan gözlerime kadar kılık kıyafetimi süzdü. Üzerimdeki hırkanın kollarını avuç içlerime kadar çekiştirdim. "Annemi hiç tanımıyor gibi görünüyorsunuz," diyerek refleksle güldüm. Ve ne yazık ki benim de onu tanımak için yeterince vaktim olmadı. Daha şimdiden tüm bu olanlardan sıkılmıştım ve büyük bir saçmalık olduğundan başka bir şey düşünmüyordum. Kadından hoşlanmamıştım ve Doruk beni, burada, bu şekilde bıraktığı için öfkelenmiştim. Ne olmuştu o, ben her an yanında olacağım naralanı daha ilk dakikadan? "Sen annen hakkında ne biliyorsun ki?" Çenesi öne doğru iyice sivrildi. Tek kaşını kaldırmış, resmen beni küçümsüyordu. Söyleyecek doğru birkaç kelime aradım ama yoktu, mideme taş oturmuştu sanki. "Cesur biri olduğunu." Benim hayatımı kurtaracak kadar cesur
Reklam
"İkimiz de aynı anda ailemizi kaybettik. Dila her zaman daha cesur ve daha başarılıydı. Doruk yüzünden onu suçlamaya hakkım yok, kimsenin yok. Tıpkı onların da bu saçmalığa seçilen kişi olduğum için beni suçlamaya hakları olmadığı gibi ama merhaba, dünya adaletli bir yer değil ve o kahrolası Akademi'ye gitmeyeceğim."
Sayfa 20 - Maya, Cenk'eKitabı okudu
637 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Uyuyamıyordu… Hep aynı kâbus, ciğerlerinin nefessiz kalışı ve çığlıklar… Kimsenin çare olamadığı bu duruma; aşkına takıntılı, senelerdir çektiği acılarla güçlenmiş Yaman çare olacağını söylüyordu. Koruyacağına söz veriyordu Alaz’ı kâbusları da dahil olmak üzere tüm sıkıntılardan. Aklı bunu kabul etmiyordu Alaz’ın ama yüreği biliyordu doğruluğunu… Kapattı gözlerini kadın ve deliksiz uyudu… Bir insanın, sevdikleri zarar gördüğünde hissettiği çaresizlikle neler yapabileceğini, intikam uğruna neye dönüşebileceğini anlatan Bukalemun Çakal Avı ve Bukalemun Alaz’dan sonra, Bukalemun serisinin üçüncü kitabı olan Yamandağlı, size aşkın sıcaklığını ve aynı zamanda korkutuculuğunu, birine güvenmenin yürekte başladığını, korkuların nedeniyle kendini tutabilme sabrını, yapılan tüm kötü şeylere rağmen nasıl gittikçe artan bir aşkla sahiplendiğini, aşkla bütünleşmenin ne olduğunu ve aslında sahip olduğumuzun farkında olmadan yaşadığımız mucizeleri anlatıyor. Kimliğinde anne ve babanın adının yazması gibi, uyuyabilmek gibi, sevişebilmek gibi… Birini sadece o olduğu için sevmek… Kim böylesi bir aşk istemez ki? Birini olduğu kişi olarak sevebilmek… Kim bu kadar cesur davranabilir ki? Yaman ve Alaz’ın aşkını anlayacak, onlar birbirlerine adanmışlıklarının verdiği tutkuyla zirveye tırmanırken siz tam da doruk noktasından onları izleyeceksiniz. Bu kitap okuyan herkese, “Her şeye rağmen seni seviyorum” cümlesinin anlamını öğretecek.
Bukalemun - Yamandağlı
Bukalemun - YamandağlıAslıhan Doğa · Theseus Yayınevi · 2020197 okunma
234 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 günde okudu
Divan Edebiyatı, başka bir deyişle Eski Türk Edebiyatı beni her zaman için en çok cezbeden, bende merak uyandıran ve muhteşem bir keyif veren bir mecra olmuştur. Bu mecrada karşıma çıkan her isme, her şiire ayrı ayrı çok ilgili olmakla beraber Fuzûli ve Nef'î bende doruk noktasıdır. Birbirinden çok çok farklı iki isim.. Birbirine oldukça ters iki anlayış..Biri acının, ızdırabın şairi, diğeri hiciv, fahriye ve kaside ustası.. Biri acısını iliğimize kadar hissettiren, kelimelerle dans eden bir usta, diğeri devrin en korkusuz, en cesur şairi... Birbirinden farklı, muhteşem ötesi iki isim... Fuzûlî çok önceden Leyla ile Mecnun'undan bildiğim ve çokça da beğendiğim bir isimdi. Fakat Nef'î hakkında ne detaylı okuma yapmışlığım vardı ne de oturup şiirlerini karıştırmışlığım. Tek bildiğim 4. Murad döneminde boğularak öldürüldüğüydü. Okuduğum tek eseri de Peygamber Efendimiz'i övmek amacıyla yazdığı fakat yaklaşık 30 beyit boyunca kendi sözünün muhteşemliğini vurguladığı 'sözüm' redifli kasidesiydi. Bu kitapla çok daha fazla bilgiye ve enfes gazellerine de erişip okumuş oldum. Çok daha fazlası için en kısa zamanda Dîvan'ını karıştırmayı planlıyorum. Dîvan'dan önce hayatı hakkında yeterli bilgi sunacak bir kaynak olmuş kitap. Haluk İpekten'in Eski Türk Edebiyatı alanında yaptığı tüm çalışmaları ayrı bir değere sahip olmakla birlikte bu şairleri tek tek işlediği ve şiirlerini şerh ettiği kitapları çok daha başka oluyor. Hiç sıkılmadan okuyorum. İlgililerine önerilir kesinlikle :)
Nefi Hayatı Sanatı Eserleri
Nefi Hayatı Sanatı EserleriHaluk İpekten · Akçağ Yayınları · 200794 okunma
96 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.