Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
İlk defa böyle bir konu okuyacağım için heyecanlıydım. Daha önce mindfck serisini okumuştum buna en yakın ama tabi o komedi içermeyen bir kitaptı sadece romantizm verdi ve tabiki karakuşu lana ile kıyaslamayacağım. Biraz daha düşmandan aşka okumak bu tarz bir kurguda daha iyi olabilirdi bence ama ben çok sevdim. Hayatımda böyle evlilik teklifi okumadım :D (okuyan anladı) her şey dozunda ve yerindeydi ben bir puan çeviri ve edisyona kırdım. Bazı kelimelere açıklama getirilmeliydi ve anlatımda gariplikler vardı mesela sloane cinayet tarzını anlamada oldukça zorlandım. Yeni bir yayınevi diye çok kırmak istemedim umarım diğer kitap hemen çevrilir.
Okuyun, okutturun!!!
Herkesin özellikle her Türk gencinin okuması gereken bir kitap. Kelime köklerinden başlayarak türetilen kelimelerin yaratıcılığımız açısından algımıza nasıl tesir edebildiğini çok fazla örnekte belirtmiş yazarımız.
Kullandığımız bir çok kelimenin Arapça asıllı olmasının, Din vasıtasıyla Arapça dilinin ulvileştirilerek bize sunulmasından kaynaklandığını apaçık delilleriyle algılamamı sağladı kitap.
Yer yer şaşkınlık, öfke ve aydınlanma yaşadım. Kitabın her bir bölümünü heyecan ve merakla okudum.
Elmalılı Hamdi Yazır’ın çeviri hatalarını tek tek inceledikten sonra bu kitabı okudum. O dönemde geleneksel Din anlayışını yansıtmaktan başka çaresi olmadığı için o dönemde olabilecek en iyi çeviriyi yaptığını düşünmüştüm fakat bazı kelimeleri sadece kulağa güzel geliyor diye çevirmeyip bizzat o şekilde alması ve öznel düşüncelerine göre hareket etmiş olması beni hayal kırıklığına uğrattı.
Öte yandan Atatürk’ün Türk Milleti için nasıl bir çaba sarfettiğini tekrar tekrar görmek ona olan hayranlığımı her geçen gün kat be kat arttırıyor. Yazar bunu dil ve din açısından nokta atışlarıyla gözler önüne seriyor.
Ayrıca anlamını zaten bildiğimi sandığım Rahman ve Rahim gibi kelimeleri nasıl da anlamayıp dümdüz okumuş olduğumu bu kitap sayesinde gördüm. Kitap’ın yüzüme çarptığı gerçekler karşısında saygı duruşuna geçebilirim.
Kitap için söyleyecek daha çok şey var ama benden bu kadar :)
Anneler ve kızları ile yapılmış röportajların yer aldığı bu kitapta,medyanın dayattığı güzellik algısının ,geleneksel inanışların kadınlar üzerindeki etkileri anlatılıyor.Konumolarak güzel olsa da,gerek bu konudaki farkındalığımın yüksek olması,gerek çevirinin tatsızlığı ile kitaptan zevk alamadım.Çok uzun zamandır elimde sürünüyor.Çeviri olduğunu iliklerinize kadar hissediyorsunuz.Türkçe ile bağdaşmayan cümleler,örneklerin bizim kültürümüze uymaması,haddinden fazla uzun ama bir o
kadar gereksiz bulduğum cümleler beni hem yordu,hem kitaptan soğuttu.
Kitabın konusu çok güzel olsa da maalesef severek okuyamadım.Bu kitap daha iyi bir çeviriyi hakediyor.
Bazı yazarlar çok başarılı. Yazdığı bir iki çok iyi kitabın ardından hiç bir şey yapmasına gerek kalmıyor. Öyle bir hayran kitlesi yaratıyor ki kendine 680 boş sayfayı kitap diye bassa "yazar hikayenin akışını tamamen okura bırakmış" deyip alkışlıyorlar. Bence bu da öyle bir kitap. Son derece yavaş ilerleyen sıkıcı bir anlatım ve berbat bir çeviri. Sadece 100 sayfa dayanabildim.
Hayran kaldığım bir başyapıt.
Mary Shelley'nin yaşadığı dönemin çok ötesinde usta bir yetenek olduğunun kanıtı. Yaptığı psikolojik çıkarımlar, yarattığı olay örgüsü, bilime olan bakış açısı ve bilgisi, coğrafyaya olan hakimiyeti nasıl da zamanının çok ötesinde ve bilgili bir kadın olduğunu gösteriyor.
Eserin çok akıcı bir dili var, çeviri çok iyi. Manzara betimlemeleri detaylı ve güzel yapılmış, Frankenstein gezerken ben de onunla gezmiş kadar oldum. O soğuk kasvetli hava, hissedilen duygularlar o kadar güzel betimleniyor ki sizi içine almaması imkansız. Film izler gibi okudum.
Doktorun ve yarattığı hilkat garibesinin yaşadığı bütün duygular, girdikleri bunalımlar, delilik sınırında gezmeleri, dünyayı ve hayatı yeniden bir çocuk gibi öğrenmeleri, ufak şeylerde mutluluğu buluşları... Hepsini derinden hissettim. Zaman zaman gerildim. Yaşım biraz daha küçük ve ortamım müsait olsaydı daha çok korkar ve dehşete kapılırdım.
Ayrıca kitabı okurken altını çizip üzerinde durduğum yerler oldu. Psikoloji ve felsefe açısından insana çok şey katan bir eser.
Helloooooo
Son dönemde okuduğum en iyi mafya romance olarak tarihe yazalım lütfen
Ah Tristan Cain üzümlü kekim. Bir insan onca acıya nasıl dayanır?
Dark Verse serisinin birinci kitabı olarak aldım elime. Yalan yok mafya kitapları beni hep hayal kırıklığına uğrattığından dolayı sıfır beklentiyle başlamıştım.
Ama kocaaaaaman yanılmışım.
Gereksiz argo kelimeler, bel altı söylemler asla yoktu. Mafta dünyası ise tam yerindeydi.
Morana acımasız mafya liderinin bilgisayar dehası bir kızı. Yaptığı bir algoritma yanlış kişilerin eline geçince kızımız ipuçlarını takip eder.
Bu takip onu en büyük düşmanı, Tenebrae Outfit'in en acımasız üyesi Tristan Caine'in yoluna düşer. Tristan çok acımasız aşırı acımasız ama bu acımasızlık bu düşmanlık bu kin ve nefret onda o kadar iyi durdu ki asla sırıtmadı.
Kurguyu ve karakterleri çok sevdim ve elbette devamını sabırsızlıkla bekliyorum.
İkinci kitap bu kitabın devamı şeklinde ilerleyecek. Üçüncü kitap Amara ve Dante'nin hikayesini anlatıyor.
Umarım kitabın tek kusuru olan çeviri ve edisyon devam kitaplarında düzelir. Bu bile kitabın sevmeme engel olmadı ama o kadar emek ve para insanın içi acıyor.
Edisyonu es geçin ve kitabı mutlaka Alın OKUYUN ve OKUTUN
KitapRüyasından Sevgilerle
