Bir mahkeme salonundasın, tecavüz etmekle suçlanan masum bir insansın. Fakat karşında masumiyetini kanıtlayacağın sadece bir hakim yok, koca bir halk var.
Toplumun gözünde renginden dolayı zaten insani bir değerin yok. Bir de iftiraya uğramışsın, kimseyi inandıramamışsın. Tüm deliller aksini gösterse bile suçlu bulunmuşsun, cezan ise idam edilmek. Irkçılık tam da böyle bir şey…
Ve bu romanda bir çocuğun gözünden okuyoruz haksızlığı, toplumsal dışlanmayı, insan olamamayı.
Bülbülü ÖldürmekHarper Lee · Epsilon Yayınevi · 202072,8bin okunma
"Gerçek cesaretin ne olduğunu öğrenmeni istiyorum, gerçek cesaretin eli tüfekli bir adamla ilgisi olmadığını ,daha başlamadan yenildiğini bile bile başlamak ve her ne pahasına olursa olsun sonuna kadar devam etmek olduğunu "
Atticus
Günümüzde bile hala devam eden ırkçılığını 20 yy. başlarında amerika'da zencilere karşı yapılan ırkçılığın zaman zaman heyecanlanacağınız kimi zaman da gözlerinizin dolmasına sebep olacak sıcak bir hikayeyle anlatıldığı bir hikaye . Roman , scout adındaki küçük bir kızın bakış açısıyla şekillendiğinden, olaylar biz yetişkinler açısından bakıldığında korkunç olsa da, masum bir çerçevede ilerliyor .
Anlatımın yer yer mizahi olması, cümlelerin akıcı kurulmuş olması, çocukların renkli dünyasına dair komik ama düşündürücü ayrıntılarla harmanlanmış olaylarla bir olunca sizi kesinlikle tatmin eden bir esere dönüşüyor diyebilirim.
Öcü radley, dill, scout’un diğer tüm komşuları, ayrı ayrı bir hikayeye dönüşürken, onlarla bağ kurmaktan kendinizi alamıyorsunuz. tüm o kişiler ailenizden bireylere dönüşüyor.
«Deli mi?»
Bayan Maudie başını salladı. «Eskiden değilse bile bunca zamandır olmuştur. İnsanlara neler olur bilemeyiz. Kapalı kapılar ardında neler olur, ne sırlar...»